Sen Git,
Muhasebecin Gelsin…
Devlet dairelerinde yıllardır
süregelen ve vatandaşların sıklıkla karşılaştığı bir durumu ele almak istiyorum:
"Sen git, muhasebecin gelsin..." Bu cümle, pek çok kişinin aşina
olduğu ve belirli bir algının oluşmasına sebep olan bir tavsiye şeklidir.
Gerçekte muhasebecinin rolü nedir ve neden bu kadar vurgulanmaktadır?
Muhasebeciler, finansal raporlamadan vergi danışmanlığına, maliyet
analizlerinden bütçe planlamaya kadar geniş bir yelpazede hizmet sunarlar. Bu
verilen hizmetlerin hangisi mali müşavirin sorumluluğundadır, hangisi aslında
kamu hizmeti kapsamındadır ,hangisi mükellefin görevidir.
Adliyede "Sen git, avukatın
gelsin", belediyede "Sen git, müteahhitin gelsin", noterde ise
"Sen git, vekaleti olan gelsin" gibi tavsiyelerle karşılaşan
vatandaş, diğer tüm devlet dairelerinde "Senin muhasebecin yok mu?"
sorusu ile karşılaştığı için muhasebecinin devlet dairelerindeki rolünü
sorgulamaktadır. Muhasebeciler, yalnızca sayılar ve tablolarla değil, yasal
düzenlemeler ve etik standartlarla da derinden ilgilidirler. Özellikle vergi
mevzuatı, mali raporlama ve işletme yönetimi konularında derin bilgi birikimine
sahiptirler. Bu vasıfların, hem mükellef nezdinde hem de kamu otoritesi
tarafından değerimizi arttırması birçoğumuzun temenni ettiği bir durumdur.
Devlet memuru ile vatandaş
arasındaki ilişkide belirgin bir tembellik ve işi başkasına yıkmak isteme
eğilimi görülebilmektedir. Bu durum, son 30 yılda üstesinden gelememiş
olduğumuz bir problem haline gelmiştir. Sorunun kökeninde pek çok aktör
bulunmaktadır; bazıları muhasebeciyi, bazıları devleti, bazıları ise vatandaşı
suçlamaktadır. Ancak sonuçta herkes aynı soruyu sormaktadır: Muhasebeci, devlet
ve vatandaş ne yapmalıdır? Bu bağlamda, etkin kamu hizmeti sunumu,
vatandaşların mali konularda bilinçlendirilmesi ve muhasebecilerin mesleki
sorumluluklarına odaklanmaları gerekmektedir. Devletin daha şeffaf ve vatandaş odaklı
hizmet anlayışını benimsemesi, süreçleri basitleştirmeye ve karşılıklı anlayışı
artırmaya yardımcı olabilir.
Bu duruma dikkat çekmek ve
muhasebecilerin sorumluluk alanları hakkında farkındalık yaratmak adına, TÜRMOB
öncülüğünde bir sosyal medya ekibi kurulabilir. Bu ekip, mali müşavirlerin
hangi işlerden sorumlu olduğunu, hangi hizmetlerin ekstra ücret gerektirdiğini
ve bu profesyonellerin nasıl bir değer katma potansiyeline sahip olduğunu
anlatan ilgi çekici sosyal medya videoları hazırlayıp bunları geniş bir
kitleyle paylaşabilir. Sosyal medyanın günümüzdeki gücü göz önünde
bulundurulduğunda, bu tür bilgilendirici ve eğitici içeriklerin, mevcut
sorunlara çözüm üretmede ve muhasebecinin toplumdaki algısını iyileştirmede
önemli bir rol oynayabileceği düşününebiliriz. Bu yaklaşım, hem muhasebecilerin
uzmanlık alanlarını vurgular hem de halkın finansal konularda daha bilinçli
hale gelmesine katkıda bulunur.
Aliekber Kartal
Mali Müşavir
[email protected]
YASAL UYARI