Sen Git, Muhasebecin Gelsin…

Aliekber Kartal Mali Müşavir

Sen Git, Muhasebecin Gelsin…

 

Devlet dairelerinde yıllardır süregelen ve vatandaşların sıklıkla karşılaştığı bir durumu ele almak istiyorum: "Sen git, muhasebecin gelsin..." Bu cümle, pek çok kişinin aşina olduğu ve belirli bir algının oluşmasına sebep olan bir tavsiye şeklidir. Gerçekte muhasebecinin rolü nedir ve neden bu kadar vurgulanmaktadır? Muhasebeciler, finansal raporlamadan vergi danışmanlığına, maliyet analizlerinden bütçe planlamaya kadar geniş bir yelpazede hizmet sunarlar. Bu verilen hizmetlerin hangisi mali müşavirin sorumluluğundadır, hangisi aslında kamu hizmeti kapsamındadır ,hangisi mükellefin görevidir.

Adliyede "Sen git, avukatın gelsin", belediyede "Sen git, müteahhitin gelsin", noterde ise "Sen git, vekaleti olan gelsin" gibi tavsiyelerle karşılaşan vatandaş, diğer tüm devlet dairelerinde "Senin muhasebecin yok mu?" sorusu ile karşılaştığı için muhasebecinin devlet dairelerindeki rolünü sorgulamaktadır. Muhasebeciler, yalnızca sayılar ve tablolarla değil, yasal düzenlemeler ve etik standartlarla da derinden ilgilidirler. Özellikle vergi mevzuatı, mali raporlama ve işletme yönetimi konularında derin bilgi birikimine sahiptirler. Bu vasıfların, hem mükellef nezdinde hem de kamu otoritesi tarafından değerimizi arttırması birçoğumuzun temenni ettiği bir durumdur.

Devlet memuru ile vatandaş arasındaki ilişkide belirgin bir tembellik ve işi başkasına yıkmak isteme eğilimi görülebilmektedir. Bu durum, son 30 yılda üstesinden gelememiş olduğumuz bir problem haline gelmiştir. Sorunun kökeninde pek çok aktör bulunmaktadır; bazıları muhasebeciyi, bazıları devleti, bazıları ise vatandaşı suçlamaktadır. Ancak sonuçta herkes aynı soruyu sormaktadır: Muhasebeci, devlet ve vatandaş ne yapmalıdır? Bu bağlamda, etkin kamu hizmeti sunumu, vatandaşların mali konularda bilinçlendirilmesi ve muhasebecilerin mesleki sorumluluklarına odaklanmaları gerekmektedir. Devletin daha şeffaf ve vatandaş odaklı hizmet anlayışını benimsemesi, süreçleri basitleştirmeye ve karşılıklı anlayışı artırmaya yardımcı olabilir.

Bu duruma dikkat çekmek ve muhasebecilerin sorumluluk alanları hakkında farkındalık yaratmak adına, TÜRMOB öncülüğünde bir sosyal medya ekibi kurulabilir. Bu ekip, mali müşavirlerin hangi işlerden sorumlu olduğunu, hangi hizmetlerin ekstra ücret gerektirdiğini ve bu profesyonellerin nasıl bir değer katma potansiyeline sahip olduğunu anlatan ilgi çekici sosyal medya videoları hazırlayıp bunları geniş bir kitleyle paylaşabilir. Sosyal medyanın günümüzdeki gücü göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bilgilendirici ve eğitici içeriklerin, mevcut sorunlara çözüm üretmede ve muhasebecinin toplumdaki algısını iyileştirmede önemli bir rol oynayabileceği düşününebiliriz. Bu yaklaşım, hem muhasebecilerin uzmanlık alanlarını vurgular hem de halkın finansal konularda daha bilinçli hale gelmesine katkıda bulunur.

 

Aliekber Kartal

Mali Müşavir

[email protected]


YASAL UYARI