Asgari Kurumlar Vergisi Esası Mı? Hayat Standardı Esası Mı?
Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek'in üzerinde ısrarla durduğu şirketlere ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ getirilmesi durumu doksanlı yıllarda uygulanan HAYAT STANDARDI ESASI'nı hatırlatıyor
Sayın Şimşek'in, hazırlıkları yürütülen asgari kurumlar vergisi uygulamasına ilişkin değerlendirmesinde; Asgari kurumlar vergisinin tüm ülkelerin gündeminde olduğuna işaret ederek, asgari kurumlar vergisini yasalaştırmayan ülkelerin vergileme hakkını başka ülkeye bırakmış olacağına vurguda bulunuyor.
***
"HAYAT STANDARDI ESASI"
"HAYAT STANDARDI ESASI" uygulamasını kaleme aldığım bir yazımda şöyle ifadelerde bulunmuştum;
Beyan dönemi geldiğinde bir telaş başlardı . Zarar ettim ama yine vergi vereceğim. Göstergeler açıklandı mı ? Keşke evlerden birini veya atlardan birini veya arabayı kaynanamın üstüne yapsaydım diye düşünülürdü.
Bilenler bilir hatırlar ama bilmeyenler için söyleyelim .
Uygulamanın ismi ; Hayat Standardı esasına göre vergilendirmesiydi.
Ticari ve Mesleki Kazanç sahibi (Doktor-muhasebeci-Avukat vb serbest meslek sahipleri ile manav-kasap-bakkal- ticari kazanç sahipleri) mükelleflerin; 01.01.1990- 31.12.1999 tarihleri arasında hayat standardı esasına göre vergilendirilmesi uygulaması vardı ve uygulama 4369 sayılı Kanun ile uygulamadan kaldırıldı. 2001 Yılın da bir ara uygulamaya tekrar geldi ve tekrar kaldırıldı. Anayasa ya aykırılığı tartışıldı. Vergi güvenlik müessesesi olması sebebi ile mali idarenin önem verdiği uygulamalar arasında oldu.
Vergilendirme esasları ;
İştigal konularına göre vergi tarifesi
Sahip olduğu mesken/meskenler
Kira Gelirleri
Evindeki hizmetçisi
Binek otomobilleri
Deniz ve hava taşıtları
Atları
Üye olduğu dernekler
Turistik amaçlı yurt dışı seyahatleri gibi verilere bakılırdı.
Aile’sinin geçimini sağlaması yanı sıra yukarıda sayılanların elde edilmesi için belli bir düzeyde gelirin şart olduğu gerektiği görüşü üzerine kurulu bir vergi sistemiydi.
Hayat standardı esasında Mükellefler ticari ve mesleki faaliyetleri sonucu Zarar etse dahi belirlenen temel ve ilave göstergeler üzerinden hesaplanan miktara göre vergi vermek zorundaydılar. Vergiden kaçınmak için şirketleşme yoluna giden mükellefler oldu.
Bütçe Gelirlerinin arttırılması için çeşitli uygulamalar hayata geçirilmekte olup Kim bilir bir gün yeniden gündeme gelip tartışılabilir. (05.03.2021)
***
Hayat standardı esası uygulamasına benzer bir uygulamanın tartışılmaya başlandığı bu günlerde yukarıdaki açıklamaların bir nostaljiden ibaret olmadığı görülecektir.
***
"ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ ESASI"
ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ neden getirilmek isteniyor?
Bakan Şimşek'e göre, asgari kurumlar vergisi uygulamasına geçmeyen ülkelerin vergileme haklarını bir başka ülkeye devretmiş olması nedeniyle diğer ülkelerin bu konuda yasama çalışmalarına hız verdiğini, “Ülkemizde de çok uluslu şirketlerin faaliyette bulunduğunu. Türkiye’de faaliyette bulunan çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi alınması yönünde düzenleme yapılmasının kaçınılmaz olduğunun altı çiziliyor.
Türkiye’de faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirket sayısının yaklaşık 80 bin civarında olduğunu ve bunlardan ana işletmesi yurt dışında olan 2 bin 134 işletmenin bulunduğu, Türkiye'ye yatırım yapan çok uluslu şirketlerin sadece yüzde 2,5 gibi bir kısmı 750 milyon euro eşiğini aşmakta olup, bunların kazanmış oldukları vergi teşviklerinin nasıl korunabileceği, farklı alanlarda nasıl değerlendirilebileceği konusunda alternatif modeller üzerinde de çalışıldığı belirtiliyor.
Yüzde 15 Oranında olması düşünülen Asgari kurumlar vergisi'nin hayat standardı esası'na dönüşmemesi dilek ve temennisiyle
Sağlıcakla kalınız...
Memduh ÖZCAN - Eyüp YÜCELİ
***
Kaynakça ;
-Turmob,org.tr
-Gelir Vergisi Kanunu