Vergi ve SGK Kanunları Açısından Mükellefin Ölümü ve Sonuçları

Vergi ve SGK Kanunları Açısından Mükellefin Ölümü ve Sonuçları

Vergi Usül Kanunu ve SGK Kanunu Açısından Mükellefin Ölümü ve Sonuçları

Çok sık karşılan bir durum olmasa bile sonuçları ve yaptırımlar açısından karmaşık olan mükellefin ölümü sonrasını değerlendirelim. Öncelikle kanuni yasal dayanakları belirterek konuya başlamak gerekir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesine göre kişilik, ölümle sona erer denilmiştir. V.U.K 164. Madde: “Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir” Şeklindedir. Bu konu için öncelikle mirasçılara bazı sorumluluklar düşmektedir.

Bunlar;

1-Reddi miras edip etmedikleri kararı vermelidir.

2-Noterde Mirasçılık belgesi alıp mirasa göre payları belirtilmedir.

3-Vergi sorumluluğunun ne şekilde yerine getirileceği belirtilmedir.

4-Vergi Mükellefiyeti devam edilip edilmeyeceği netleştirilmelidir.

Yukarıda belirtilen hususlar netleştirildikten sonra mirasçılar için Noterden mirasçılık belgesi alınıp vergi kaydının Terki/Devamı kararı doğrultusunda yol alınır.

*Vergi mükellefiyeti devam edilmesi halinde; VUK madde 12’de yer alan hüküm TMK’nın 641. maddesinde yer alan hükümden (müteselsil sorumluluk) farklı olarak, “miras ortaklığının genel sorumluğunu” esas kabul etmekle birlikte “mali sorumluluk yönünden” mirasçılardan her birini, ölenin vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu tutarak “sınırlandırıcı” bir sorumluluk ihdas etmiştir.

Burada kriter şudur. Bütün hissedarlar aralarında anlaşarak tek kişiyi vekil kılarak işletme/şirketin devrini bir kişinin üzerine tesis edebilirler.

Bu işlemlerin gerçekleştirilmesi için 1 aylık süre bulunmaktadır. Ayrıca talep edilmesi halinde 3 ay ek süre verilebiliyor. (VUK 168/1.md.) Bu süre içerisinde işlemler tamamlanmadığı takdirde; VUK 352/II.-4 maddesine göre her bir mirasçıya ayrı olmak üzere Özel Usul Cezası kesilmektedir. Devir işlemleri yapıldıktan sonra özelikli bir durum da beyannamelerdir. Burada KDV Beyannamesinde ve Muhtasar Beyannamede değişik bir durum yoktur. Ancak Geçici Beyanname ve Yıllık Beyannamede durum biraz farklıdır.

Mükellefin ölüm tarihinde içinde bulunulan ayın/yılın başlangıcı ile ölüm tarihi arasındaki döneme tekabül eden kıst dönem beyannamelerinin verilmesi gerekmektedir.

GVK madde 92: Yıllık Beyannamenin Verilmesi: Bir takvim yılına ait beyanname, ölüm halinde, ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir. Geçici vergi yönünden özellik arz eden bu durum; GVK mükerrer 120. maddede yer alan “işi terkten sonra geçici vergi ödenmez” kuralı uyarınca ölen mükellefin ölüm tarihi itibariyle içinde bulunulan geçici vergi dönemine ait vergi beyannamesinin verilmeyeceği ve geçici vergi ödenmeyeceğidir.

Doğal olarak, aynı takvim yılı içinde önceden ödenmiş geçici vergilerin kıst dönem gelir vergisinden mahsup edilebilmektedir. Defter ve belge saklama sorumluluğu mirasçı/mirasçılara geçmektedir. Burada en önemli konulardan biri ölen kişinin vergi borcu, cezası, kesilen/kesilecek cezalar, vergi ziyaı cezaları TERKİN edilir. Ancak aslına bağlı borçlar, gecikme zammı ve gecikme faizi terkin edilmemektedir.

*Reddi Miras Durumunda; Mirasçılar Reddi miras belgeleri ile beraber belirtilen süre içinde Vergi Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer kurumlara bilgi vererek gerekli işlemleri yapmaları gerekir. Bu durumda,

-Vergi İdaresi tarafından bütün vergi aslı borçları, cezaları, tarhiyatları, gecikme zamları v.b tüm borçlar,

- Sosyal Güvenlik Kurumu ise kurum borçları ve cezalarını,

-Meslek Odaları da aidat vb borçları terkin ederler. Bu süreçte Sosyal Güvenlik Kurumu V.U.K ‘a benzer bir şekilde hareket etmektedir. Dosya eklerine gerekli belgeler eklenerek dosya devri yapılmaktadır. Burada süre 3 aydır. Cezai işlemlerde aynen V.U.K ‘da belirtilen cezalara benzer şekilde uygulanmaktadır.

*Emeklilik Durumunda; Ölenin emekli maaşı eş ve çocuklarına kanunlarda belirtilen oran ve şartlara göre dağıtılır. Bunun için en az 1800 gün ve 5 yıl sigortalılık süresi yeterlidir. Ayrıca süreye bağlı olmayan durumlar da vardır. İş kazası olması halinde herhangi bir süre şartı yoktur. Burada sürekli farklı bir soru ile karşılaşıyoruz.

Ölen kişinin Emeklilik şartları taşımaması halinde günleri başka birinin günlerine eklenebiliyor mu? Hayır Eklenemez. Ayrıca Özel Anlaşmalı Kurumların durumu var. Elektrik, Su, Telefon, Doğalgaz vb. ödemeler ve cezalar özel kanunlara tabi olduğu için Reddi Miras olmaması halinde cezalar terkin olmuyor. Eğer mirasçılar söz konusu cezaları ödememekte ısrar ederlerse bunun için hukuki süreç gereklidir.

Özetleyecek olursak; Ölen kişinin mükellefiyet sorumluluğu ölüm olayı ile son bulmaktadır. Mirasçılar, mirasçılık belgesi sonrası alınan karar ile mükellefiyet ya terkin edilir yada mirasçılar tarafından belirlenen kişi ile mükellefiyet tam veya hisse oranında devam eder.

Mükellefiyetin devamı halinde ölen kişi adına kesilen tüm cezalar terkin edilir. Ancak aslına bağlı borçlar, gecikme zammı ve faizi devam eder. Ayrıca ölen kişinin varsa beyannameleri, üyelikleri, abonelikler v.s sorumlulukları mirasçılar tarafından sonlandırılır. Reddi miras durumunda ise ölen şahsa bağlı tüm borçlar, cezalar, faizler ve üyelik aidatları terkin edilmiş olur. (ismmmd.org.tr)