Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Birlikte Mümkün Mü? (Muhammet Bayram Vergi Müfettişi)

Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Birlikte Mümkün Mü? (Muhammet Bayram Vergi Müfettişi)

Tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma birlikte mümkün mü? (Muhammet Bayram Vergi Müfettişi)

Vergi mükellefleri vergi sistemimizdeki zaafiyetlerden, vergi oranlarının yüksekliğinden yakınırlar. Bu yakınma aslında kendilerinin ödemiş olduğu vergiler için değil de; başkasının ödemediği ya da zamanında ödemediği ve bu yüzden kendilerine yüklenmiş olan bu vergileri ödeyecek olmalarından kaynaklıdır. Bu durumun üstüne bir de ödemeyeni, geç ödeyeni için af çıkarsa; işte o zaman yıkılır perde eylenir viran, varın sahibine haber verin hemen…

Vergi ödemek demişken; devletimizin vatandaşları üzerindeki “Vergi Hakkı” anayasada “Siyasi Hak ve Ödevler” başlığı altında düzenlenmiştir. Yani vergi toplamak, devletin egemenlik hakkının bir gereğidir ve anayasanın “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesi gereğince herkes yine anayasamızda belirtildiği üzere “Mali Gücüne Göre” vergi ödemekle mükelleftir.

Ancak Maliye İdaresinde bu ilkeye aykırı olan bir sistem bulunmakta: “UZLAŞMA”.Anayasamıza göre esas olan vergisini zamanında ödeyen mükelleflerin korunması olmalı fakat; vergisini zamanında ödeyen mükellef idare ile ödeyeceği vergi miktarı konusundapazarlık yapma imkanına sahip değilken, zamanında vergisini ödemeyen ve geçirdiği vergi incelemesi sonucunda uzlaşmaya giren mükellef için böyle bir imkan doğmaktadır. Zaten böyle bir pazarlığa girişilmesi, devletin egemenlik hakkına gölge düşürdüğü gibi vergisini zamanında ve tam ödeyen mükellef ile ödemeyen mükellef arasında da Eşitlik İlkesini ihlal etmektedir. Aslında bu ilke uzlaşmaya değişik yer ve zamanda katılan farklı mükellefler arasında daha büyük bir ihlale maruz kalmaktadır.

İşte tam da burada Hangi Uzlaşmaya Nerede Girilmesi Gerektiği? sorunu ortaya çıkmaktadır. Hiç kafanız karışmadan Uzlaşma Müessesesi’nin a,b,c’sinden başlayalım;

Uzlaşma, vergi müfettişleri tarafından yapılan inceleme sonucunda kesilen vergi ve cezalar ile vergi dairelerince tarh edilen vergi ve cezalar için vergi mükelleflerine getirilen bir haktır. Tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma olarak iki çeşidi olan uzlaşma müessesesini ayıran kilit nokta ise: ‘Verginin tarhı’ aşamasıdır. Verginin tarhı V.U.K.’nun 20. Maddesinde; ’vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muamele.’ şeklinde tanımlanmıştır.muhasebedr.com

Tarhiyat öncesi uzlaşma adı üstüne tarhiyattan önceki aşamada kullanılabilecek bir yoldur. Vergi müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen inceleme raporları tarhiyat ve ceza önerisi olmasına rağmen, bu raporlara karşı idarenin aksi yönde bir tasarrufu olamaz. Yani tarhiyatı vergi dairesi yapacağı için vergi dairesine söz konusu rapor gönderilmeden yapılan uzlaşma türü Tarhiyat Öncesi Uzlaşmadır. Eğer mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma istemezse vergi müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen raporda önerilen tarhiyat ve cezalar ya da vergi dairesince başka bir yolla (ikmalen, re’sen idarece tarh) takdir ve tespit edilen vergi ve cezalar için düzenlenen ihbarnamenin mükellef veya ceza sorumlusuna tebliğ edilmesiyle birlikte başlayan süreç ise Tarhiyat Sonrası uzlaşmadır.



Her iki uzlaşma da kesindir ve uzlaşma sonucu karara bağlanan vergi ve cezalar vergi dairelerince derhal yerine getirilmek zorundadır. Uzlaşılan vergi ve cezalar için; dava açılamaz, hiçbir mercie şikayette bulunamaz ve uzlaşılan miktar üzerinden ayrıca cezalarda indirim talebinde bulunamaz. Şayet uzlaşma gerçekleşmezse mükellef dava yoluna gidebilir. Ayrıca V.U.K. 359. Maddesinde belirtilen Kaçakçılık Suçunu teşkil eden olay sonucu ortaya çıkan vergi ve cezalar uzlaşmaya konu edilemez.

Sıralamada öncelik tarhiyat öncesi uzlaşmadadır ve tarhiyat sonrası uzlaşmadan ayrılan bariz iki noktası vardır. Tarhiyat öncesi uzlaşmaya mükellef veya ceza muhatabı adına tarh edilecek vergiler(vergi, resim ve ceza) ile bu vergiye ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları dahil iken, tarhiyat sonrası uzlaşmaya ise sadece vergi ve vergi ziyaı dahildir. Yani tarhiyat sonrası uzlaşmada Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük cezaları yer almamaktadır. Ayrıca Tarhiyat öncesi uzlaşma talep eden mükellef uzlaşmadığı takdirde, daha sonra tarhiyat sonrası uzlaşma talep etmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla, mükellefler tarhiyat öncesi ya da tarhiyat sonrası uzlaşmadan yalnızca birini talep edebilirler.

Asıl gümbürtü burada kopmakta ya; mükellefler daha doğrusu mükellefleri bu konularda yönlendiren meslek mensubu Ymm ve Smm’ler her iki uzlaşma madde gerekçesini (özetle: vergi ihtilaflarını hızlı ve etkin bir biçimde çözerek kamu alacağı olan vergi ve cezaların hızlı bir şekilde hazineye intikali için mükellef ile idare görüşerek yargı organlarına intikal ettirilmeden uzlaşmaya varılması yani sulha erdirilmesi) çok iyi analiz etmiş! olmalılar ki; tarhiyat öncesi uzlaşma vaki olmazsa tarhiyat sonrasına giremeyeceklerine dair açık birkanun hükmünü dolanarak, özel usulsüzlük için tarhiyat öncesi uzlaşmaya, geriye kalan kısım içinse tarhiyat sonrası uzlaşmaya girmenin mümkün olabileceğini düşünmekteler.

Biliyorum, kendinize böyle bir şeyin nasıl mümkün olabileceği soruyorsunuz. İşin özü şu; mükellefler ödemeleri gereken vergi ve cezalar için cezalarda indirim, tecil-terkin-taksitlendirme ve nihai olarak dava yoluna gidebilirler. Ancak uzlaşma, diğer yollara göre en etkin, hızlı ve maliyetsiz (dava açmaya kıyasla) olanıdır. Bu olanaktan faydalanmak için mükellefler vergi müfettişlerince yapılan inceleme akabinde tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonuna bir dilekçe ile başvurup sadece özel usulsüzlük yönünden uzlaşmaya girmek istediklerini, geriye kalan vergi ve zıyaı için ise tarhiyat sonrası uzlaşma haklarının saklı tutulmasını istiyorlar. Böylece tarhiyat öncesine sokulmayan(talep edilmeyen) vergi aslı ve ziyaı için tarhiyat sonrası uzlaşma hakkı hala devam ediyor. Aksi halde; ” Tarhiyat öncesi uzlaşmanın temini edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma talep edemezler.” kanun hükmüne istinaden vergi aslı ve ziyaı için tarhiyat sonrası uzlaşmaya gidilemeyecekti.

Yani buradaki amaç: tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonlarının yetkilerinin olmasına rağmen vergi aslı üzerinden indirimde bulunmadıkları sadece vergi aslına bağlı vergi ziyaı, özel usulsüzlük ve usulsüzlük üzerinden önemli ölçüde bir indirim yaptıkları için (zaten tarhiyat sonrası uzlaşamaya konu olmayan) usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını tarhiyat öncesi uzlaşma aşamasında eriterek, geriye kalan kısım olan vergi aslı ve vergi ziyaı üzerinden vergi dairesince bir indirime gidilebilir umuduyla bunları tarhiyat sonrası uzlaşma aşamasına taşımaktalar.

Daha birçok tartışmalı alanı olan Uzlaşma konusunu fazlaca açarak kafa karışıklığına yol açmak istemem ama mükelleflerin söz konusu uygulamayı da yapmalarına engel bir kanuni hüküm de bulunmamakta. Ancak bu uygulamanın sakıncalarını sıralayacak olursak;

1- Tarhiyat öncesi uzlaşmanın ruhuna aykırı bir durum söz konusu. Çünkü ekseriyetle tarhiyat öncesi uzlaşma; tarhiyat aşamasına gelinmeden denetim gücünün etkin ve verimli kullanılabilmesi ve ödenmesi gereken vergi ve cezaların hazineye bir an evvel intikalini, tarhiyattan önceki aşamada sağlamak için getirilmiş bir müessese. Bu yüzden sadece özel usulsüzlüğü tarhiyat öncesine, geriye kalan vergi aslı ve ziyaını tarhiyat sonrası uzlaşmaya sokmak, totalde tahsil edilecek vergiyi erozyona uğratmakla birlikte, yazımızda açıklamaya çalıştığımız iki farklı uzlaşma türünün getirilme amacına ters.

2- Vergi müfettişlerince veya diğer inceleme yetkisine haiz olanlar (Gelir İdaresi Başkanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri) tarafından yapılan inceleme sonucunda önerilen vergi tarhiyatı ve kesilmesi gerektiği kanaatine vardığı cezalar için; özellikle lüzumu halindeteftiş ve soruşturmasını yaptığı ve hiyerarşik konumunca direkt olarak bakana bağlı vergi müfettişlerince önerilen vergi ve cezaların, tarhiyat sonrası uzlaşmada (Vergi Daireleri veya GİB uzlaşma komisyonlarında görevli memurlar) tekrar gözden geçirilerek tarh edilen vergi ve cezalarda indirime gidilmesi.

3-) Kanuni olarak müphem olan bu uygulamada özel usulsüzlüğü tarhiyat öncesine, vergi aslını ve ziyaını tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına alarak tarhiyat sonrası uzlaşmayı vaki kılan memurlar için TCK 257. Maddesi uyarınca Görevi Kötüye Kullanma suçu doğuyor mu?

Tüm bu soru ve sıkıntıların giderilebilmesi için 1960 ve 1980’li yıllarda hayatımıza giren, daha sonrasında çıkartılan yönetmelikler ile uygulamada şekil bulan tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma müesseseleri hakkında ivedilikle ikincil bir mevzuat düzenlemesi yapılarak kafa karışıklıkları giderilmelidir. Ayrıca anayasamızdaki Kanun Önünde Eşitlik ilkesine bir çok noktada aykırılığı olan, vergilemede adaleti, etkinliği ve uyumu azaltan Uzlaşma müessesesinin; çağımız gereklerine uygun ve ihtiyaçlara daha çok cevap verebilen bir yapıya bir an önce kavuşması gerekmektedir.

MUHAMMET BAYRAM

Vergi Müfettişi

Hukuk Ajansı