SURİYELİ MÜLTECİLERİN SİGORTALILIĞI

SURİYELİ MÜLTECİLERİN SİGORTALILIĞI

SURİYELİ MÜLTECİLERİN SİGORTALILIĞI

Yabancı uyrukluların sigortalılığını anlattığımız bir yazımıza şu mustafa-keskin-3değerlendirmeyi yaparak başlamıştım.

Türkiye' nin bölgesinde cazibe merkezi olmaya başlamasıyla birlikte daha önce sorun olarak görülmeyen bazı meseleler önemli bir gündem maddesi olarak önümüze gelmeye başladı. Hatırlayın, daha önceleri belki bir çoğumuzun yakınları iş bulmak umuduyla başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalıyorlardı. Bu yüzden bugün Avrupa ülkelerinde milyonlarca Türk yaşamaktadır. O gün Avrupa ülkeleri cazibe merkezi durumundayken bu gün Türkiye komşu ülkeleri hatta tarihsel bağı olan komşumuzda olmayan diğer ülke vatandaşları için bir cazibe merkezi durumundadır.

Şimdi cazibe merkezi olmanın ötesinde bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmış durumdayız. Yanı başımızdaki kardeş ülke Suriye' de yaşanan insanlık tarihinin en büyük dramı ve zulmünden kaçan kardeşlerimizin ülkemize sığınmalarından dolayı Suriye uyruklu bir çok insan zorunlu olarak ülkemize geçicide olsa yerleşmek zorunda kaldı. Zulüm ve savaş uzadıkça da ülkemizde mülteci konumundaki Suriyelilerin sayısı artmaya devam edecektir. Suriyelilerin ülkemizdeki kalma süreleri arttıkça da çalışmak için sanayicilerimize ve işverenlerimize müracaat ettiklerine şahit oluyoruz ve bu konuda işverenlerimizden bir çok sorular alıyoruz. Sorular genellikle, mülteci konumundaki Suriyelilerin ülkemizdeki çalışma şartlarının diğer yabancı uyrukluların çalışma şartlarından farklı olup olmadığı konusunda yoğunlaşmaktadır. Şu kadarını hemen söyleyelim Suriyeli mültecilerin ülkemizdeki çalışmaları için uygulanacak prensipler ve kurallar diğer yabancılar için uygulanan prensip ve kurallarla aynıdır. Bu yönüyle hiç bir değişiklik ve farklılık söz konusu değildir. Bu itibarla Suriyeli mültecilerin çalıştırılması halinde uyulacak prensip ve kuralları bugünkü yazımızın konusu yaptık.

ÇALIŞMA İZNİ OLMAYANLARIN DURUMU;

4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun gereğince, Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, Suriyelilerin Türkiye’de bir işveren yanında işçi olarak veya kendi nam ve hesabına bir işyeri açarak yada bir şirketin ortağı olarak çalışmaya başlamadan önce çalışma izni almaları gerekmektedir. Çalışma izinleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belli değerlendirmeler yapılarak verilmekte veya ret edilmektedir. Ancak Ülkemize son yıllarda o kadar çok yabancı akını var ki bunların bir çoğu işverenler yanında hem çalışma izni olmadan hem de sigorta yapılmadan çalıştırılmaktadır. Sigortalılık hizmet akdine dayandığından Suriyeli mülteci konumundaki işçinin, çalışma izni olmasa bile çalıştığı işverenin yanında yaptığı işten dolayı sigortalı yapılması yasal zorunluluktur. Bir işçiyi çalışma izni olmadan çalıştırmanın cezası ayrı, o işçiyi sigortasız çalıştırmanın cezası ayrıdır. Çalışma izni olmaksızın çalıştırılan Suriyeli işçiye 2014 yılı için 759 TL idarî para cezası verilir. Çalışma izni bulunmayan Suriyeli işçiyi çalıştıran işveren veya işveren vekillerine, her bir Suriyeli işçi için yine 2104 yılında 7.612 TL idarî para cezası uygulanacaktır. Bu durumda olup ta ülkelerine gönderilecek olan işçi ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderlerini, ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık harcamalarını işveren ve işveren vekili karşılamak zorundadır. Çalışma izni olmaksızın, yabancı işçi çalıştırma fiillerinin tekrarı halinde idarî para cezaları bir kat artırılarak uygulanır. Yani bu defa işverene 15.224 TL idari para cezası verilir. Çalışma izni olmaksızın işveren konumunda yada şirket ortağı olarak çalışan Suriyeli mülteciye, 2014 yılı için 3.043 TL idarî para cezası verilir ve varsa işyeri veya işyerlerinin, Bakanlık bölge müdürlerince kapatılması kararı alınarak, bu kararın uygulanması için durum ilgili valiliğe bildirilir. Tekrarı halinde, varsa işyeri veya işyerlerinin kapatılmasının yanı sıra idarî para cezası bir kat artırılarak uygulanır. Bu cezalara ilaveten birde, işveren tarafından çalışma izni olmaksızın çalıştırılmış olsa bile sigortası yapılmadığından dolayı, SGK tarafından idari para cezası uygulanacaktır.

ÇALIŞMA İZNİ ALINANLARIN DURUMU;

Eski SSK Kanununa göre, işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan işçiler hakkında kısa vadeli sigorta kolları (İş kazası,meslek hastalığı ve sağlık) uygulanmaktaydı. Yazılı istekte bulunmaları halinde ise malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları dediğimiz uzun vadeli sigorta kolları uygulanmaktaydı. Daha sonra SSK Kanununda yapılan değişiklikle 06/08/2003 tarihinden itibaren yabancı uyruklu sigortalılar isteklerine bakılmaksızın tüm sigorta kollarına (kısa ve uzun vadeli) tabi tutulmuşlardır. SGK Kanununun yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden itibaren de yabancı uyruklu işçilerin çalıştırılması halinde tüm sigorta kollarına tabi olarak SGK' ya bildirilmesi mecburiyeti devam etmektedir. Yani Suriyeli işçiyi çalıştıran işveren söz konusu işçiyi aynı Türk işçisi gibi kuruma bildirmek zorundadır. Bu durum kendi nam ve hesabına iş yapan işveren konumundaki yada şirket ortağı olan yabancı uyruklu kişiler içinde geçerlidir.

SORU;

Merhabalar Mustafa bey. Sizlere birkaç sorum olacaktı. Öncelikle ben bir firmada sigortalıyım 30 günlük primim yatıyor. Bu son dört aydır da bir ehliyet kursunda direksiyon hocası olarak çalışıyorum. Oradan da bana aylık 10-12 gün karşılığında 480 TL prim yatırılıyor. Dolayısıyla 2 ayrı işyerinden sigortalı oluyorum. Benim aylık primim 30 gün mü yoksa diğeriyle beraber 42 gün mü sayılacak? Ben 30 gün geçerli oluyormuş diye duydum. Ancak sistem bu ikisini topluyor yani 42 gün olarak gösteriyor. Geçen ay itibariyle toplam 1002 günüm varken bu ay 1044 prim günüm oldu. Her ikisini de topluyor sistem. Bunu sistem neden topluyor madem geçerli değil veya emeklilik zamanında bunlar düşülecek mi? O yatırılan primlerin nasıl bir katkısı oluyor emeklilikte? Birde Sigortalı taban ve tavan ücretleri ne anlamı taşıyor? Bunlar yıllık mı aylık mı? ne işe yarıyor? Bununla ilgili cevaplarınızı ve bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim...Teşekkürler.Şeref Kayım

CEVAP:

Şeref Bey;

SGK mevzuatına göre aynı anda birden fazla işyerinde çalışmak mümkündür.

Aynı ay içinde çalıştığınız farklı işyerlerinden SGK' ya ayrı ayrı bildirim yapılır ve sizin kütüğünüze işlenir.

SGK' ya bildirilen prim günleriniz ve kazançlarınız emeklilik şartlarının hesabında şu şekilde değerlendirilir.

Mevzuata göre her ay, 30 gün üzerinden değerlendirilir ve ay içinde ki çalışmalarınızdan dolayı gününüz 30 günden fazla olsa bile prim gününüz 30 olarak kabul edilir. Otuz günün üstündeki günler emeklilik şartlarının hesabında değerlendirmeye alınmaz. Ancak kazançlar için durum aynı değildir. Her iki işveren tarafından yapılan kazanç bildiriminiz toplanır ve emekli maaş hesabınızda toplam miktar göz önünde bulundurulur. Bu da emekli maaşınıza pozitif katkı yapar.

Mustafa Keskin

Posta Gazetesi

Sorularınız İçin: [email protected]