SMMM'lerin "Beyanname Vermek" Yoluyla Vergi Kaçakçılığı Suçuna İştirak ile Suçlanması (Hakan Sayılıkan)

SMMM'lerin "Beyanname Vermek" Yoluyla Vergi Kaçakçılığı Suçuna İştirak ile Suçlanması (Hakan Sayılıkan)

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERİN  “ BEYANNAME VERMEK”  YOLUYLA VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNA İŞTİRAK İLE SUÇLANMASI  

          hakan sayilikanMuhasebe,  işletmelerin varlıklarının ve kaynaklarının oluşumunu, bunların kullanılma biçimini, işletmelerin yaptığı işlemler sonucunda bu varlıklardaki ve kaynaklardaki değişmeleri, işletmelerin mali durumlarını açıklayacak bilgileri sağlayan ve bu bilgileri ilgili kişi ve kurumlara ileten bir bilgi sistemidir.

Bu işleri meslek olarak yapanlara da muhasebeci denir.

Muhasebecilik mesleği Ülkemizde 3568 sayılı SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU’ na göre “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” unvanı almış kişilerce yapılabilmektedir.

3568 sayılı kanunun 2-a maddesinde, mali müşavirlik mesleğini tanımlanmış ve mesleğin konusu belirtilmiştir:

“Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;

a)      Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço

kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak.

b)      Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat ve bunların

uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.

c)       Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak,

malî tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak.

Yukarıda sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci malî müşavir denir.

Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmeler ( mükellefler)  ile serbest muhasebeci mali müşavirler

( meslek mensubu) arasındaki iş ilişkisi,  3568 sayılı kanunun 2-a maddesinde belirtilen iş ve işlemlerin yapılması üzerinedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun  “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. Maddesinde belirtilen suçları işlediği iddiasıyla hakkında vergi tekniği raporu veya vergi inceleme raporu hazırlanan mükelleflerle birlikte bu mükelleflerin mali müşavirleri hakkında da kaçakçılığa iştirak suçu raporu düzenlenmektedir.

Son günlerde yaygın hale halen bu iştirak suçu raporları birçok meslek mensubunu zor durumda bırakmakta ve ciddi mağduriyetlere sebep olmaktadırlar. Beyanname vermek yoluyla vergi kaçakçılığına iştirak suçlamasıyla karşı karşıya kalan meslek mensupları hakkında ceza davası açılmakta, meslek odalarınca da disiplin kuruluna sevk edilmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi bir de vergi ziyaı cezası tarhiyatıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

İştirak suçu raporlarının çoğunda meslek mensubuna yapılan suçlamalardan,  sadece

” beyanname vermek yoluyla suça iştirak” suçlamasının yargısal sonuçlarını ele alacağım:

               “ Beyanname vermek yoluyla “  suç işlenebileceği , Türk Ceza Kanununu ve Vergi usul Kanununu hazırlayanların aklına gelmemiş; sadece Vergi Müfettişleri,  bu müthiş suç eylemini keşfetmiştir!!!!.

Vergi müfettişlerince hazırlanan, çoğu zaman meslek mensuplarını haksız ve hukuksuz yere mağdur eden, vergi tekniği raporlarında başkaca bir somut delil bulunmaksızın sadece “beyanname vermek yoluyla suça iştirak”  suçlamasında bulunmak haksızlıktır; hukuksuzluktur.

Mükellef ve meslek mensubu arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan bir yükümlülüktür. 3568 sayılı Kanunun 2/a. Maddesinde bu yükümlülük tanımlanmış; görev olduğu belirtilmiştir.

Hukuken geçerli başkaca bir somut delille ispatlamadan sadece “ mükellefin beyannamesini vermek yoluyla suça iştirak” suçlamasını yapan Vergi Müfettişleri,  beyanname vermek eyleminin meslek mensubunun yükümlülüğü ve görevi olduğunu görmezden gelmektedir.  Bu suçlama,  3568 sayılı yasanın 2. Maddesine de aykırıdır çünkü meslek mensubunun, yasada belirtilen görevini yerine getirmesi nedeniyle suçlanması durumu söz konusudur. Yasanın bir yükümlülük olarak verdiği görevi yapmak, suç unsuru olarak kabul edilmektedir.

Beyanname vermek yoluyla kaçakçılığa iştirak” suçlamasıyla itham edilen meslek mensuplarını rahatlatacak yargı kararları bulunmaktadır.



  • Adana 12 Asliye Ceza Mahkemesi, 14.03.2014 tarihli E:2013/587 Esas,




K: 2014/313 sayılı kararında:

 “  sanık hakkında 2008 ve 2009 yıllarında sahte belge düzenlemek süretiyle vergi kaçakçılığı suçuna katılma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın serbet muhasebeci olduğu, gelen belgeleri e-beyan ile ilgili vergi dairesine beyan etmekle yükümlü olduğu, belgenin gerçekliğini ya da sahteliğini araştırmak yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmakla maddi unsur yönünden oluşmayan atılı suçtan CMK 223/2-a maddesince BERAATINA,”  şeklinde hüküm kurmuştur.



  • Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi, E:2010/735  esas, K:2012/282 sayılı kararında:




“ 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Yeminli Mali Müşavirlik kanununun mesleği konusu başlıklı ikinci maddesinin, genel ve kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca defterlerini tutmak, bilanço kar ve zarar tablosu ve beyannameleri ve diğer belgeleri düzenlemem ve benzeri işleri yapmak gibi yükümlülükleri bulunduğu sanık meslek mensubunun herhangi bir işyerinde bağlı olmaksızın mali müşavir olarak mesleğini sürdürdüğü ve diğer şirket ve kişilerin de mali müşavirliğini yaptığının anlaşıldığı, sanığın sahte ve yanıltıcı belge düzenlediği konusunda sanık aleyhine tam bir tespit yapılamadığı, vergi denetmelerinin raporlarının kanaate dayandığı ve somut delile dayanmadığı ……

    Gerekçesiyle 213 sayılı yasaya muhalefet suçundan sanığa yüklenen suçu işlediği sabi olmaması nedeniyle CMK nin 223/2-e maddesi gereğince BERAATINA” şeklinde hüküm kurmuştur.



  • Danıştay  4. Dairesinin konuyla ilgili olarak verilen  22/2/2001 tarih ve E:2000/550- K: 2001/518 sayılı kararında geçen paragrafta: 




Davacı serbest muhasebeci mali müşavir olup, mali müşavirliğini yaptığı şirketler adına, belge basımı için izin başvurusunda bulunmak, beyanname vermek, şirketleri bazı konularda temsil etmek mesleğin gereği olup, bu faaliyetler dışında adı geçen şirketleri sahte fatura kullanmaya azmettirdiği yolunda bir tespit bulunmadığından davacı adına kesilen cezada isabet görülmemiştir. “ şeklinde karar verilmiştir.

Sonuç olarak, 3568 sayılı yasanın 2/a. Maddesinde belirtilen mesleki görevlerini yerine getirmiş olması nedeniyle meslek mensubunun başkaca bir delil yok ise sadece “beyanname vermek” gibi görevi nedeniyle vergi kaçakçılığı suçuna iştirak ile suçlanmasının haksız, hukuksuz olduğu yargı kararlarınca da belirlenmiştir.

( Bu yazıma ilişkin her türlü görüşü ve eleştiriyi dikkate alacağımı belirtmek isterim.)

SMMM HAKAN SAYILIKAN

[email protected]