SGK İşveren Acil Durumlar Takip Dosyası (Ahmet Metin Aysoy)

SGK İşveren Acil Durumlar Takip Dosyası (Ahmet Metin Aysoy)

SGK İşveren Acil Durumlar Takip Dosyası  (Ahmet Metin Aysoy, SGK E.Başmüfettişi)

İş yerinde meydana gelebilecek en istenmeyen durum iş kazası meydana gelmesi, afet vukuu veya işverenin ödeme güçlüğüne düşmesidir. Bu rehber, işverenleri konunun sosyal güvenlik boyutuyla bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.

1-İş kazasının bildirilmesi, işverenin ve 3.kişinin sorumluluğu

5510 sayılı Yasa’nın 13 üncü maddesi uyarınca, sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da (SGK)  en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu  süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formunun  elektronik ortamda veya doğrudan ya da posta yoluyla Kuruma gönderilmesi gerekmektedir.

İşverenler tarafından elektronik ortamda gönderilecek olan İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formuna www.sgk.gov.tr adresinden, “E-SGK”/ “Diğer Uygulamalar”/ “Çalışılmadığına Dair Bildirim Girişi” alt menüsünden “Hizmet Akdi İle Çalışanlar” başlığı altındaki “İşveren Bildirim İşlemleri” ekranından ulaşılabilecektir.

5510 sayılı Yasa’nın 21 inci maddesine göre, İş kazasının, belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 45 inci maddesine göre;

1) İş kazasıveya meslek hastalığı, işverenin kastı sonucunda meydana gelmişse işveren Kuruma karşı sorumlu hâle gelir. Kasıt; iş kazası veya meslek hastalığına, işverenin bilerek ve isteyerek, hukuka aykırı eylemiyle neden olması hâlidir.İşverenin eylemi hukuka aykırı olmamakla birlikte, yaptığı hareketin hukuka aykırı sonuç doğurabileceğini bilmesi, ihmali veya ağır ihmali sorumluluğunu kaldırmaz.

(2) İş kazası veya meslek hastalığı işverenin, sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucunda oluşmuşsa işvereni Kuruma karşı sorumlu hâle getirir. Mevzuat; yasal olarak yürürlüğe konulmuş ve yürürlüğünü muhafaza eden, sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği alanında, yasa koyucu ile yasa koyucunun yürütme veya idareye verdiği yetki sonucu, bu organlarca kabul edilen genel, objektif kural veya hükümlerin tümüdür.

(3) İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. Kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesi durumudur. İşveren alınması gerekli herhangi bir önlemi almamış ise olayın kaçınılmazlığından söz edilemez.

(4) İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir.

(5) Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü hâlinde hak sahiplerine, Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir.

2-Afet durumunda bildirim ve primlerin ertelenmesi

 

5510 sayılı Yasa’nın 91 inci maddesine göre, işyerleri yangın, su baskını, yer kayması, deprem

gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar gören işverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, bu durumu belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması halinde, afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.

Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde verilmiş sayılır.

15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca, genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin

verilme süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.

Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.

İtfaiye ve belediye zabıta müdürlüklerine tespit yaptırılıp, afet belgelenebilir.  Defter ve kayıtların afetten zarar gördüğü, mahkemeden alınacak, zayi belgesiyle kanıtlanabilir.

3-  İşverenin çok zor durumu hali

6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi borçluyu çok zor duruma

düşürecekse, işvereninSGK borçları için tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilmektedir.

Bu bakımdan, yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde borçlunun “çok zor durum”

halinin tespitinde;

“Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar”

formülü sonucu bulunacak oranın “2” ve altında olması halinde, bu durum borçlu açısından

“çok zor durum” hali olarak kabul edilecektir.

Rasyonun;

a) “1,5” ve altında olması durumunda tecil ve taksitlendirme işleminin azami 36 aya kadar,

b) “1,51” ila “2,00” aralığında olması halinde tecil ve taksitlendirme işleminin azami 30 aya

kadar,

eşit taksitler halinde ödenmesini sağlayacak şekilde söz konusu borçlar idarece ödeme planına

bağlanabilecektir.

Yukarıda belirtilen süreler azami tecil ve taksitlendirme süreleri olup, tecil ve

taksitlendirmeye yetkili makamlarca daha az süreli tecil ve taksitlendirme yapılabilecektir.

Yine, yukarıdaki formüle göre yapılacak hesaplama sonucu bulunacak rasyonun “2,01” ve

üzerinde olması halinde ise, borçluların tecil ve taksitlendirme talepleri reddedilecektir.

Ancak, belirtilen formüle göre yapılacak likidite oranı hesaplamalarında virgülden sonraki iki

rakam dikkate alınacak ve herhangi bir yuvarlama işlemi yapılmayacaktır.

Borçlunun “çok zor durum” halinin tespitinde;

a) Tecile konu borç toplamı, borç türü bazında 100.000 TL ve altında olan borçlular ile borç

miktarı üzerinde durulmaksızın kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler (şirketleri hariç)

için “çok zor durum” halinin tespitinde, “Mali Durum Bildirim Formu” ile beyan edecekleri

bilgiler esas alınacaktır.

b) Tecil ve taksitlendirme başvurusunda bulunan borçluların herhangi bir borç türü bazında

tecile konu borçları toplamının 100.000 TL üzerinde olması durumunda, “çok zor durum”

halinin tespitinde;

1) Halka açık olan şirketlerin Sermaye Piyasası Kuruluna verdikleri en son bilanço esas

alınarak likidite oranı Kurumca hesaplanacaktır.

2) Bu bendin (1) nolu alt bendi dışında kalan borçlular yönünden ise, 1/6/1989 tarihli ve 3568

sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre

ruhsat almış ve faaliyet belgesine sahip serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali

müşavirlerce yukarıdaki formüle göre hesaplanacak likidite oranına göre işlem yapılacaktır.

Borçların tecil ve taksitlendirilmesinde borcun eşit taksitlerle ödenmesi esastır. Ancak,

borçlularca kademeli ödeme planında ısrar edilmesi ve ünitece borçlunun taksitlerini eşit

olarak ödeyemeyecek durumda olduğuna kanaat getirilmesi halinde, en fazla ilk altı taksit,

eşit taksitlere bölünmüş ödeme planındaki taksit tutarının % 50 sinden az olmamak kaydıyla

kademeli olarak tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Ahmet Metin Aysoy



 SGK E.Başmüfettişi



-AHMET METİN AYSOY’dan SOSYAL GÜVENLİK DOSYASI



*MuhasebeDR.Com

TÜRKİYE’NİN MUHASEBE DOKTORU