Sahte Faturada Suç ve Ceza, Beyanname Düzeltme Şekli

Sahte Faturada Suç ve Ceza, Beyanname Düzeltme Şekli

SAHTE ve YANILTICI BELGE DÜZENLEYENLERİN KDV MÜKELLEFİYETLERİ- KONUNUN VERGİ DAİRESİ VE MÜKELLEF YÖNLERİNDEN AYRINTILI  ELE ALINMASI.. SUÇ VE CEZA BEYANNAME DÜZELTME ŞEKLİ – EN SON HALİ  

muslum unverDeğerli okuyucularım, sevgili meslektaşlarım buğun Ankara’ da  bir kaç vergi dairesine gittim,

Bu aralar sizlerinde malumu olduğu üzere sıkça karşı karşıya kaldığımız vergi dairesi bilgi isteme ve talep yazıları gündemi sıkça meşgul etmeye devam ediyor.

Klasörler dolusu yazılar her dosya memurunun önünde yığılmış vaziyette. Adeta dosyalardan çalışanları görmek mümkün değildir.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun. 84 Nolu genel tebliği bilindiği üzere özellikle 2 numaralı bendi Sahte ve Muhteviyat itibarıyla Yanıltıcı Belge düzenleyenlerden mal ve hizmet alımında bulunanlar kakında KDV iade ve taleplerinin bazı esaslara göre yerine getirileceği esasını düzenlemiştir.

Yasa koyucu aynı tebliğde özel esasları ve Genel Esasları tarif etmiş, Genelden özele alınmaları, özelden genele geçişleri de bazı şartlara bağlamıştır.

***

Ülke genelinde yaşanan siyasi ve sosyal krizler insan yaşamını ilgilendiren her alanı olumsuz etkilemiş, bu anlamda ticaret erbabı da payına düşeni almıştır.

**

Toplumsal hayatın gerçekleri, kapitalist sistemin acı sonuçları ile adeta yüzleşmektedir. Sistem bir taraftan parayı verirken diğer taraftan onun yaşam tarzından birtakım değerleri geri almaktadır.

**

Modern hayatta, para kazanma hırsı, tüketim alışkanlıklarını körüklemiş, her alanda rekabeti ve yarışı ön plana çıkartmıştır.

Küçük şeylerden mutlu olmayan, gelecek kaygısı ve endişesi ile yetişen edilgen, çabuk tüketen  bir gençlik oluşması da kanımca en acı ve düşündürücü olanıdır. .

Bana dokunmayan bin yaşasın mantığı ile yaşayan, sorgulamayan, yorgun, bastırılmış, bir toplum ,  sahip olduklarının kıymetini bilmeyen bireyler yığını,  kabul etmesek de Kapitalist sistemin bizlere bahşettiği modern yaşamın/hayatın gerçekleri bunlar

**

Yapılan istatistiklere göre ( batı toplumlarında ) on kişiden yalnızca üçü kendisini mutlu hissettiklerini belirtmişlerdir. Materyalist düşünce ile birlikte maddi hedeflerin ön plana çıkması insanların kendilerini düşünmelerine, sadece kendilerinin mutlu olmaya çalışmalarına neden olmuştur. Bu yozlaşmadır.

Madde sistem içerisinde düşünceyi esir almıştır. Neredeyse asıl kişi adına ücreti mukabili vekaleten düşünecek akil adamlar oluşmaya başlamıştır. Psikologlar yaşam koçları vb. gibi.

**

Yukarıda yazdıklarım tabii ki benim şahsi düşüncelerim, evrensel düzeyde kişisel tespitlerimdir.

Şükürler olsun ki , bizim ülkemizde aile kurumunun güçlü gelenekler üzerine inşa edilmiş olması, inanç sistemimizin Avrupa ya nazaran daha güçlü olması, ( başkasını mutlu et kendin de mutlu olursun ) modern hayatın tahribatlarını daha az hissetmemize neden olmaktadır.

*****

Ülke genelinde yaşanan siyasi ve sosyal krizler insan yaşamını ilgilendiren her alanı olumsuz etkilemiş, bu anlamda ticaret erbabı da payına düşeni almıştır.

Yukarıda bahsi geçen sosyal yaşam ve insana dair anlatımlarım belki direkt olarak konumuz ile alakalı görülmese de  AHLAK ve ETİK  olarak konumuz ile yakından ilgilidir.

Bildiğiniz üzere yazılı kurallar bütünü kanun ve yönetmeliklerden ibarettir. Özel ve Tüzel kişi lerin uyması gereken kurallar çeşitli kanunlarla belirlenmiştir. Hak ve hürriyetler güvence altına alınmıştır.

Kanunların dışına çıkılması, başkalarının yaşamına müdahale edilmesi, haksız ve yersiz kazanç elde edilmesi,  konusuna göre,  fiil sahibine müeyyideyi de beraberinde getirmektedir.  Suç ve ceza buna örnektir.

**

Yasalarda yeri olmayan bir takım toplumsal yaşam kurları vardır ki bunlara etik  ve ahlaki değerler silsilesi diyoruz, kişi bu tür fiilleri yaparken vicdanı ile baş başa kalır ve vicdanına rağmen, kendisine yarar, başkasına zarar veren bir fiili yaparsa, ahlaki suç işlemiş olur. O kişi ahlak’ en kirlenmiştir.

Bu tür suçların anında karşılık bulup, araba çalan hırsız gibi hemen yakalanıp ceza verilmesi, hapse atılması, yapanın ceza alması, bürokraside tabiî ki kısa zamanda mümkün olmayabiliyor.

Hele hele de muvazaalı durumlar söz konusu olur ise, adaletin tecelli bulması ( gara eşeğin sudan gelmesi gibi zor ,uzun görünse de ) iş öyle değildir. Bu suçlar için özel mahkemeler ve özel yasalar mevcuttur.

**

Sahte fatura almak, kullanmak, kesmek işte bunun gibidir. Bu suçu bilerek ve isteyerek işleyen kişi yada kişiler ( gerçek veya tüzel ) haksız kazanç elde ettiklerinden, devleti dolandırmakla kalmayıp, vergisini düzenli ödeyen dürüst vatandaşı da dolandırmış sayılırlar.

Yasal olarak  bu tür bir ( kaçakçılık ) suçun oluşması için ;4 ana şartın var olması gerekir.

1-   Suçun Kanuniliği ilkesinin oluşması , ; 213 sayılı V.U.K.’un 359. ve 360 + 367. . Maddeleri ,5728 k. 280. Mad.( 4369 sayılı k. 14. Maddesi ile değişik)+ 5237 sayılı T.C.K. ‘nun 2. Maddesinde , belirtilen hallerin oluşumu

2-   Suçun Maddi Unsuru : Dış alemde değişiklik yaratan icrai veya ihmali bir hareket sonucu, yapılacak fiilin doğması ki buna icrat ta denebilir.

3-   Suçun Manevi Unsuru : Yukarıda açıkça değindiğim üzere irade beyanının bilerek ve isteyerek tekemmül etmesidir.

4-   Hukuka Aykırılık unsuru ;kanunilik unsurunun bir uzantısı olup, ceza kanunlarımıza açısından hukuka aykırılığı kapsar,

Burada bir önemli hususu siz değerli okurlarımla paylaşmak isterim, Vergi tekniği raporlarında sıkça karşılaştığımız kullanıcı fiili önem arz etmektedir. Bilerek Kullanmak ise çok daha ayrı bir önem arz etmektedir. 359/1b

Şu ana kadar ki uygulamalar da  inceleme raporunun şekline  göre genellikle bahse konu fatura gider yada maliyet unsuru olarak kabul edilebiliyor, ancak faturada yazılı KDV  nin tamamı indirim açısından reddedilerek, 3 katı vergi ziyaı cezası ile birlikte faturayı kullanandan isteniyordu.

Ayrıca olay VUK 359  maddesinin ilgili hükümlerine göre ( yukarıda bahsettiğim gibi ) hapis cezası uygulanması istemiyle Cumhuriyet Savcılığına da intikal ettiriliyordu.

Yukarda değindiğim üzere bu tür olaylardan dolayı V.D. ve dürüst mükellef mağduriyetleri çok fazla olduğu için Danıştay bu konuda ki yaklaşımını aşağıdaki şekilde değiştirmiştir.

26.04.2014 tarihli 28983 sayılı R.G. yayımlanan KDV uygulama tebliği ile çok önemli değişiklikler sağlamıştır.

Bu tespitler idarece yapılması gerekiyor; 

Sahte ya da yanıltıcı faturaları verenler hakkında düzenlenen raporlar üzerine idarece ne gibi işlemler yapıldığı, raporlara dayalı olarak komisyon geliri elde etmekten dolayı işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sonucunun ne olduğu, bu konuda yargı kararının olup olmadığı, düzenleyenlerin mükellefiyet kayıtlarının silinip silinmediği, silinmiş ise dava konusu yapılıp yapılmadığı, satıcının fatura döneminde beyanlarının düzgün yapılıp yapılmadığı,  adına tarhiyat yapılmış ise bu konuda yargı kararı olup olmadığı, konuları  araştırılması gerekmektedir.

Buna göre  V.D. şu somut tespitleri yapması gerekir:

İnceleme dönemini kapsayan özel yoklama yapılarak, mükellefin fiili faaliyeti tespit edilecek, (  çevreden istihbarat toplanacak, site yöneticilerinden ve komşulardan araştırmalar ve soruşturmalar yapılacak)

Faturaya konu hareketin ( mal –hizmet) gerçekte olup olmadığının fiili yada kaydi envanter yada randıman incelemesi, karşıt inceleme, ve tespiti

Nakliye, ödeme, tahsilât, ön onay,kamera  vb. kanıtlar

Ticari ilişki yönünden tespitler, ticari ilişki içerisinde olunan firmalar yönünden tespitler ve incelemeler

Ortaklık yapısı ve ortaklara ilişkin ve onların yaşamlarına ilişkin tespitler

Muhasebeci ve Mali Müşavirine yönelik tespitler

Fiziki boyut depo ve antrepo vb. alanları olup olmadığı

İş hacimlerine uygun KDV ödenip ödenmediği

Sek törel bazda Ortalama karlılık beyanlarının dikkate alınması, cirolarla kar oranları dengesi

Maliye bakanlığı hakkında olumsuz rapor düzenlenenlerin takip edildiği KOD. Sisteminde bulunan firmalar yönünden tespitler…

Sahte belge ticareti varsa Komisyon geliri elde edilip edilmediği ….vb.

Mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilip getirilmediği vb hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin sahte olduğuna kanaat getirilemeyecek, rapor düzenlenemeyecek, işlem yapılamayacaktır.

Sakın ola bu çalışmamdan / yazımdan sahte  fatura konusunda inceleme yapılmayacağı, hapis cezası verilmeyeceği gibi bir algı oluşmasın,  2009/6 dan sonra işlenmiş suçlarda hürriyeti bağlayıcı ceza 18 aydan 3 yıla kadar dır. Verilecek ceza 2 yıl veya altı ( ilk defa yapılırsa ) olursa mahkeme hükmün açıklanmasının geri  bırakılmasına hükmedebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması devletin zararının tazmini ile mümkün olacaktır. Vergi ziyaı cezası Naylon fatura suçunun sabit olması halinde V.U.K.’nun 344/2’ ye göre fatura tutarının üç katı vergi ziyaı cezası kesilir.

Genel hatları ile ele aldığım bu yazımda Muhasebeci ve Mali Müşavir meslektaşlarımızın da bu anlamda müteselsil sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ve ona göre mükellef seçimlerine dikkat etmeleri daha seçici olmaları bir zorunluluk olarak görülmektedir. 

İşin yargı ve inceleme boyutu bu şekilde iken henüz yargıya ve inceleme boyutuna varmamış durumlar için mükellef lehine sayılabilecek uygulamaların oluşmaya başlaması da  aşağıdaki şekilde olmaktadır.

Kanımca İdarenin üzerinde ki fazlaca iş yükünden kaynaklı olarak geliştirilen yöntem şöyle işlemektedir.;

Elinize ulaşmış olan vergi dairesi yazısında x firmasından aldığınız faturaların sahte olduğu tespit edilmiş vb.  bir yazı tebellüğ ettiğinizde , yalnızca ilgili dönem KDV beyannamesinde bunun düzeltilmesi ve söz konusu KDV nin kuruma naklen ödenmesi yeterli görülmektedir.  Bu işlemin muayyen bir sürede yapılması tarafımdan önerilir. Yapılmadığı takdirde incelemeye sevk edilerek diğer cezalarla muhatap kalmanız mümkündür. ( vergi dairesinin ve inceleme elemanlarının iş yüküne göre inceleme yapılır yada yapılmaz)

İşin diğer bir boyutu ise ödemenizi banka kanalı ile yapmışsanız ve bu malı ya da hizmeti aldığınızı iddia ediyorsanız ve bunu kanıtlayıp tevsik edebiliyorsanız, düzeltme yapmayınız ve bu belgeleri dilekçe ekinde V.D. sınmanızı öneriyorum. ( Uygulamada daha önce kabul edilmeyen bu yöntemde kabul görmektedir. )

Bu şekilde de özel esaslara tekrardan geçmeniz mümkün görünmektedir.

Sahte fatura ile ilgili dönem KDV beyanlarının düzeltilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki yeni kolaylıklar da mükellef lehine gelişmeler olarak sayılabilir.

Gelir İdaresi Başkanlığı 60 Nolu KDV Sirkülerinin 7.3 bölümünde daha önce verilmiş özelgeleri genelleştirerek mükelleflere kolaylık sağlamıştır. Sirkülerin ilgili kısmı aşağıdadır.

“KDV mükellefleri tarafından geçmiş vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bir düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, en son KDV beyannamesi de dahil olmak üzere aradaki tüm KDV beyanlarının buna göre düzeltilmesi gerekmektedir.( seçim yapılırken KSS ‘ yı seçiniz )

Ancak, düzeltme beyannamesinin verildiği dönemden en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde ödenecek bir vergi çıkmaması kaydıyla, her bir dönem için AYRI AYRI KDV DÜZELTME BEYANNAMESİ VERİLMESİNE GEREK BULUNMAMAKTADIR. Dolayısıyla bu tür durumlarda düzeltmenin yapıldığı vergilendirme dönemi ile en son vergilendirme dönemine ilişkin, düzeltme beyannamesi verilmesi yeterli olacaktır.”

Genel hatları ile ele aldığım bu yazımda Muhasebeci ve Mali Müşavir meslektaşlarımızın da bu anlamda müteselsil sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ve ona göre mükellef seçimlerine dikkat etmeleri daha seçici olmaları bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Gülen Yüzünüz hiç solmasın sevgiyle kalın 

Ankara bozkırından saygılarımla,

SMMM MÜSLÜM ÜNVER

BAĞIMSIZ DENETÇİ

[email protected]

şahsi görüşüm olup, izinsiz iktisap edilemez.