Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Uygulamasında ücret gizliliği sorunu

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Uygulamasında ücret gizliliği sorunu

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Uygulamasında ücret gizliliği sorunu

9 Ağustos 2016 tarihli, 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenleme yapılarak, vergi kanunlarına göre verilmesi gereken “muhtasar beyanname” ile sosyal güvenlik mevzuatına göre verilmesi gereken “aylık prim ve hizmet belgesi”, “muhtasar ve prim hizmet beyannamesi” adı altında birleştirilmiştir.

Uygulamanın amacı

Kanunun gerekçesine bakıldığında, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi uygulamasının amacının; vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması, gönüllü uyumun teşvik edilmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadelede etkinliğin artırılması ve bürokratik işlemlerin azaltılması olduğu görülmektedir. Gerçekten de, mevcut uygulamada işverenler ücretten yaptıkları vergi kesintileri ile ilgili bildirim yükümlülüklerini tek bir muhtasar beyanname ile yerine getirebilir iken, sosyal güvenlikle ilgili yükümlükleri için her işyeri için ve ayrı belge ve kanun türü ile SGK’ya birden fazla aylık prim ve hizmet belgesi düzenlemektedir.

Bu durum, işverenler açısından hem gereksiz bürokratik işleme, hem de fazladan damga vergisi ödemelerine yol açmaktadır. Bunun dışında, şuandaki uygulamada çalışanların vergi matrahları, kesilen vergi tutarları, çalışan sayıları ayrı bir kuruma (vergi daireleri), sosyal güvenlikle ilgili bilgiler (sigorta primine esas kazanç tutarları, prim tahakkukları, çalışma gün sayıları vd. ) içinse ayrı bir kuruma (SGK) beyanname verildiğinden, kayıtdışı istihdamla mücadelede etkinliği azaltmaktadır.

Dolayısıyla, yukarıda açıklamaya çalıştığımız olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla, vergi dairelerine verilen muhtasar beyanname ile SGK’ya verilen aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilmesi uygulamasının olumlu bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni uygulama şirketlerin ücret gizliği politikasını olumsuz etkileyecek

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması yukarıda belirtilen olumlu özelliklerinin yanında ücret gizliliğinin büyük önem taşıdığı kurumsal şirketler açısından çalışma barışının bozulması gibi ciddi sorunlar yaratacaktır.

Zira şuanda ayrı ayı düzenlenen ve ayrı ayı şifre ile ilgili kurumlara gönderilen Muhtasar Beyanname ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesi, 2018/Ocak ayından itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi şeklinde tek belge olarak birleştirilecek ve tek şifre ile Maliye Bakanlığı sistemi üzerinden gönderilecektir.

İşverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması ile çalışanlarını kişi bazında T.C kimlik no, adı-soyadı, prime esas kazancı, prim gün sayısı, gelir vergisi matrahı, vergiden muaf olup olup olmadığı, engellilik oranı, AGİ, kesilen gelir vergisi tutarı, meslek kodu bilgilerini içerecek şekilde bildireceklerdir.

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi'nin gönderilmesinde kullanılan şifre ile aynı zamanda KDV Beyannamesi, Kurumlar Vergisi Beyannamesi gibi vergi dairesine verilen diğer beyannameler de gönderilebilmektedir.

Mevcut uygulamada, çalışanların sosyal güvenlikle ilgili bilgileri (T.C kimlik no, adı-soyadı, prime esas kazanç, prim gün sayısı vd.) genel olarak şirketlerin personel bordro işlemlerini de yürüten insan kaynakları birimindeki bir ve birkaç personel tarafından SGK’ya bildirildiğinden, ücret gizliliğinin sağlanmasında herhangi bir sorun yaşanmamaktaydı.

Ancak, yeni uygulamada, aynı şifre ile hem çalışanların isim bazında prime asas kazanç, gelir vergisi matrahı, kesilen vergi gibi bütün bilgilerini ihtiva eden muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin, hem de diğer vergi beyannamelerinin gönderilecek olması başta muhasebe ve mali işler çalışanları olmak üzere sisteme giriş izni olan herkes istediği kişinin ücretini görme imkanına sahip olacaktır.

Bu uygulama, 01.06.2017 tarihinden buyana pilot il olarak başlayan Kırşehir’de çok fazla kurumsal şirket olmaması nedeniyle kamuoyuna sorun olarak yansımamış ise de, uygulamanın tüm Türkiye genelinde 01.01.2018 tarihinde başladığında ücret gizliliği politikası uygulayan kurumsal şirketlerde ciddi sorunlara yol açacak ve çalışma barışı bozulacaktır.

Bu durum, aynı zamanda 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu açısından da sorunlara yol açabilecektir.

Zira anılan kanunda, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi “kişisel veri” olarak tanımlanmış ve “veri sorumlularına” da kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek, kişisel verilerin muhafazasını sağlamak, öğrenilen kişisel verilerin kanun hükümlerine aykırı olarak başkasına açıklamamak, işleme amacı dışında kullanmamak gibi veri güvenliğine yönelik yükümlülükler getirmiş, hukuki ve cezai yaptırımlar öngörmüştür.

Dolayısıyla, gerek ücret gizliliğinin esas olduğu işyerlerinde çalışma barışının bozulmaması, gerekse muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile bildirilecek bilgilerin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında kişisel veri niteliğinde olması hususları göz önünde bulundurularak, Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulamasında ücret gizliliğinin sağlanmasına yönelik gerekli teknik düzenlemeleri (ayrı şifre oluşturulması, çalışan bazındaki detay bilgileri ancak yetkilendirilmiş belli kişi/kişilerce görebilmesi vb.) yapması uygun olacaktır.

Celal Özcan

Dünya gazetesi