Matrah artırımı ve kaçakçılık suçları

Matrah artırımı ve kaçakçılık suçları

143 sayılı “Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un 5. maddesinde “Matrah ve Vergi Artırımı” başlığında mükelleflerin 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında (yıllarına ilişkin) beyan ettikleri; gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir ve kurumlar stopaj vergisi ve katma değer vergisi matrahlarını 2018 yılı Ağustos ayının sonuna kadar kanunda öngörülen oranlarda artırmaları ve belli bir oranda vergi ödemeleri koşuluna bağlı olarak bu vergi türlerinden inceleme ve tarhiyata muhatap olmamaları yönünde düzenleme yapılmıştır.

Bu kanundaki matrah artırımı hükümlerinin, geçmiş dönemlerdeki matrah artırımları düzenlemelerinden biraz farklılık taşıdığını belirtmekte fayda vardır. Kanunun 5. maddesinin 4 fıkrasının a bendinde yer alan düzenlemeye göre hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu kanunun 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu düzenlemede matrah artırımı talebi vergi incelemeleri ve tarhiyat açısından mutlak bir koruma sağlamamakta, mutlak koruma için matrah artırımına göre ödenmesi gereken vergilerin kanuna uygun şekil, süre ve şartlarda ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde matrah artırımı geçersiz olur ve ilgili yıllar vergi idaresince incelenebilir.

Matrah artırımına ilişkin düzenlemelerin kaçakçılık fillerini kapsayıp kapsamadığı ve ne gibi bir incelememe koruması sağladığı tartışma konusudur. Bu konuya açıklık getirmeden önce kaçakçılık fiillerinin neler olduğuna göz atalım. VUK’un 359. maddesinin A fıkrasında, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açmak veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetmek, defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek, gizlemek veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek, bu tür belgeleri kullanmak suç olarak kabul edilmiştir.

Benzer şekilde 359. maddenin (b) fıkrasında ise; defter, kayıt ve belgeleri yok etmek veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koymak veya hiç yaprak koymamak veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek veya bu belgeleri kullanmak filleri suç olarak kabul edilmiştir.

7143 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 9. fıkrasında, 213 sayılı Kanun’un 359’uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisaki yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenlerin matrah artırımından yararlanamayacağı ifade edilmiştir.

Buradan hareketle VUK’ un 359. maddesinin A fıkrası kapsamında olanlar matrah artırımı yapabilecek B fıkrası kapsamında olanlar ile terör iltisakî nedeni ile inceleme kapsamında olanlar matrah artırımından yararlanamayacaktır. Uygulamada bu kapsamda olanlara GİB sistemi matrah artırımı izni vermemekte ve karşılarına hata ekranı çıkmaktadır.

213 sayılı Kanun’un 367. maddesinin 1. fıkrasın göre “Yaptıkları inceleme sırasında 359’uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden vergi müfettişleri ve vergi müfettiş yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir” 2. fıkrasında da, cumhuriyet savcısının bu suçların işlendiğini sair suretlerle öğrenmesi halinde derhal ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep edeceği ifade edilmiştir.

Bu düzenlemelerden çıkan sonuç; bu suçların soruşturulmasının ön şartı, isimleri farklı olsa da, ilgiler hakkında düzenlenmiş bir vergi inceleme raporu bulunmaktadır. Bu raporların vergi suçu raporu veya vergi tekniği raporu olarak adlandırılması farklılık arz etmez. Önemli olan bu raporların cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirilmesidir.

Bu nokta çok önemli bir hususa değinmekte fayda vardır. Bu suçların takibi şikâyete bağlı değildir. Sadece suçun soruşturmasının ön şartı vergi incelemesine yetkililerce düzenlenmiş bir rapor bulunmasıdır. Bu noktada ortaya bir çelişki çıkmaktadır. Bu suçların ceza hukuku bakımından dava zamanaşımı ile vergi incelemesi bakımından zamanaşımı süreleri farklıdır.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaktadır. Kaçakçılık suçlarında dava zamanaşımı süresi TCK’nin genel zamanaşımı hükümlerine göre belirlenir. TCK’ye göre, vergi suçlarında temel dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre fiillerin işlenme tarihinden itibaren başlar. Vergi hukukunda inceleme zamanaşımından kasıt ise tarh zamanaşımıdır. Tarh zamanaşımı ise VUK madde 114’te düzenlenmiştir. Maddeye göre vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren başlayarak 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler tahakkuk zamanaşımına uğrar.

Bu düzenlemelerden hareketle şunu söyleyebiliriz. göre kaçakçılık fiilini içeren olaylardan kaynaklanan vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren başlayarak 5 yıl içinde yapılamayan ve fakat bu fiillerin işlenmesinden itibaren 8 yıl içinde yapılabilen incelemelerde vergi suçu raporu yazılabilecek ve dosya savcılığa intikal ettirilebilecek fakat vergi tarhiyatı yapılamayacaktır.

26.5.2018 gün ve 30432 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1) nin “E- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Ortak Hükümler” başlığının “L” bendinde 7143 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanun’un 367’nci maddesi kapsamında inceleme yapılabileceği, Buna göre, matrah ve vergi artırımından yararlanılması, matrah ve vergi artırımında bulunulan dönemler de dâhil olmak üzere, 213 sayılı Kanun’un 359’uncu maddesinde yer alan kaçakçılık fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmasına engel teşkil etmeyeceği, yürütülen bu incelemeler sırasında söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi durumunda, aynı kanunun 367’nci maddesi kapsamında cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulacağı, ancak, bu incelemeler sonucunda matrah ve vergi artırımında bulunulan dönem ve vergiler için tarhiyat yapılmayacağı açıkça ifade edilmiştir.

Tüm bu anlatılanları özetleyecek olursak, matrah ve vergi artırımı sonucu incelemeden korunmak için öncelikle artırılan vergi ve matrah tutarların tam olarak ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde matrah artırımı bozulur ve inceleme mümkün hale gelir.

Diğer yandan kaçakçılık fiillerini işleyenlerden VUK’un 359. maddesinin A fıkrası kapsamında olanlar matrah artırımı yapabilecek B fıkrası kapsamında olanlar ile terör iltisakî nedeni ile inceleme kapsamında olanlar matrah artırımı yapamayacaktır. 359 maddenin a ve b bendi kapsamında olanlar marta-h artırımından yararlansa bile bu sadece vergisel açıdan hüküm ifade edecek bu kişilere vergi tarhiyatı yapılamayacak fakat bu kişiler fiilleri nedeni ile cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulacaktır.

Dr. Ebubekir Başel

dunya.com