KDV ‘tevkifat’ uygulamasında nelere dikkat edilmeli?

KDV ‘tevkifat’ uygulamasında nelere dikkat edilmeli?

Katma Değer Vergisi’nde ‘tevkifat’ uygulaması

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9/1’nci maddesi gereği olarak “Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, iş yerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar verginin ödenmesinden sorumlu” tutabilmektedir.

Katma Değer Vergisi tevkifat uygulaması; teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil, bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir.

Uygulamada işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesine “tam tevkifat” denilmektedir. Bu bağlamda hesaplanan verginin Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen orandaki kısmının işleme muhatap olan alıcılar tarafından satıcıya ödenmeyip, bu kısmı kesinti suretiyle alıkoyup Maliye’ye ödemek suretiyle Katma Değer Vergisi’nin Maliye tarafından bir kısmının satıcı veya hizmeti yapan, diğer kısmını da alıcı veya hizmetten yararlanan tarafından ödenmesini öngören uygulama ise “kısmı tevkifat” olarak ifade edilmektedir.

Konuya ilişkin işleme ait fatura veya benzeri belge izleyen ay içinde düzenlense dahi sorumlu sıfatıyla beyan, işlemin vuku bulduğu dönemin beyan süresi içinde yapılır. Kısmi tevkifat uygulamasında satıcının mükellef sıfatıyla (1) numaralı Katma Değer Beyannamesi ile beyan edeceği kısım da aynı dönemde beyan edilir.

Hizmet işlemlerinde, hizmetin ayın sonunda tamamlanması halinde de fatura izleyen ayda düzenlense bile yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılması gerekmektedir.

Tevkifat suretiyle hesaplanan Katma Değer Vergisi (2) No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile sadece tevkifata tabi işlemlerin olduğu dönemlerde verilmektedir.

Gerçek usulde Katma Değer Vergisi mükellefleri (KDV1 vergi türünden mükellef sicilinde kayıtlı olanlar) tevkifata tabi tutulan KDV’nin beyanında 1015 B beyanname kodlu KDV2 Beyannamesini gerçek usulde KDV mükellefiyeti bulunmayanlar (Genel bütçeli idareler dışındaki kamu kurum ve kuruluşları dahil) ise söz konusu verginin beyanında 9015 Beyanname kodlu KDV2 Beyannamesini kullanırlar.

2. No’lu Katma Değer Vergisi beyannamesinde herhangi bir surette indirim yapılması mümkün olmadığından tevkif edilen Katma Değer Vergisi’nin tamamının beyan edilerek vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir.

Tevkifat uygulayan alıcının Katma Değer Vergisi mükellefiyetinin bulunması ve tevkifat uyguladığı teslim veya hizmeti indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanacak olması halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen tutar beyanın yapıldığı ay içinde verilmesi gereken (1) No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi’nde indirim konusu yapılabilmektedir.

Kısmi tevkifata tabi işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi;

Satıcı tarafından beyan edilecek kısmı, takvim yılı aşılmamak koşuluyla işleme ait fatura veya benzeri belgenin defterlere kaydedildiği döneme ilişkin olarak verilmesi gereken,

Sorumlu sıfatıyla beyan edilen kısmı ise (2) No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi’nin verildiği ay içinde verilmesi gereken,

1 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi’nde indirim konusu yapılır.

Aşağıda yer alan işlemlerde işlem bedeli üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisinin tamamı, mal veya hizmetin alıcıları tarafından tevkifata tabi tutulması zorunludur.

Tam tevkifat uygulaması olarak ifade edilen bu işlemlerde Katma Değer Vergisi’nin tamamı mal veya hizmetin alıcıları tarafından tevkifat konusu yapılmaktadır.

İkametgahı, iş yeri kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar tarafından yapılan işlemler,

Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan serbest meslek faaliyeti gösterenlerle yapılan işlemler,

Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve haklarını kiraya verenlere ödenen kira bedelleri tam tevkifata tabidir.

Dr. Veysi Seviğ

İTOHABER