İndirim yoluyla giderilemeyen Katma değer vergisi

İndirim yoluyla giderilemeyen Katma değer vergisi

 

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesi gereği olarak mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, söz konusu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak yaptıkları işlemler dolayısıyla yüklendikleri katma değer vergisini indirim konusu yapmaktadırlar.

Ancak uygulamada oluşan “indirim yoluyla giderilemeyen” katma değer vergisinin sonraki dönemlere devretmesi nedeniyle ortaya çıkan birikimin giderilmesine yönelik olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 27.02.2018 tarihinde sunulan “Katma Değer Vergisi ile Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 17’nci maddesi ile çözüm sağlanması amaçlanmıştır. Öncelikle söz konusu madde ile Katma Değer Vergisi Kanunu’na geçici madde: 39’uncu maddenin eklenmesi öngörülmektedir.

Şöyle ki;

31.12.2018 tarihi itibarıyla mükellefler tarafından Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesinde yer alan esaslar çerçevesinde indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi; Vergi Usul Kanunu ve ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ayrı bir hesapta izlenecek. Söz konusu hesapta izlenen tutar 01.01.2019 tarihinden itibaren ödenecek katma değer vergisi ile iade edilecek katma değer vergisine, geçici 39’uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlerine göre yapılacak mahsup dışında, sonraki dönemlere bir başka anlatımla 01.01.2019 tarihi dahil bu tarihten sonrasına devir ve iade konusu edilemeyecektir.

Buna karşılık Maliye Bakanlığı yukarıda öngörüldüğü üzere ayrı bir hesapta izlenmesi koşuluyla katma değer vergisini bütçe imkânları dikkate alınarak uygun görülen zamanlarda, sektörlere, işletme büyüklüklerine, indirim yoluyla giderilemeyen söz konusu verginin kaynağına göre kısmen ya da tamamen iade edilmesine, mükellefin vergi dairelerine olan borçlarına, borcun türü, tutarı, tahsil kabiliyeti, faaliyetin devam edip etmediği dikkate alınarak mahsup ettirmeye, gelir ve kurumlar vergisinin matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına izin vermeye, iadeyi gerektiren hallerin vergi incelemesiyle veya sektörlere, işletme büyüklüklerine ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre vergi incelemesi dışında belirlenecek diğer yöntemlerle yapmaya, iadeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınması öngörülmektedir.

Yukarıda ifade edildiği üzere mükellef kayıtlarında izlenen katma değer vergisinin kısmen veya tamamen iadesi uygun görüldüğü takdirde, belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde talep edilmemesi halinde hiçbir suretle indirim ve iade konusu yapılmayacak, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde de gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’na geçici 39’uncu madde olarak eklenmesi öngörülen bu düzenleme ile temel ilke olarak öncelikle 31.12.2018 tarihi itibarıyla mükelleflerce indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin muhasebe kayıtlarında ayrı bir hesapta izlenmesi koşuluyla 01.01.2019 tarihinden itibaren de ödenecek katma değer vergisi ile iade hakkı doğuran işlemleri bulunan mükelleflerin 31.12.2018 tarihli devreden katma değer vergisi tutarından ödenecek katma değer vergisini veya iade talep edilen tutarı mahsup edebileceği öngörülmektedir.

Ayrıca yapılması öngörülen bu düzenlemeyle Maliye Bakanlığı 31.12.2018 tarihi itibarıyla indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin, bütçe imkanları dikkate alınarak zamana yayılı olarak, sektörlere, işletme büyüklüklerine, giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre;

Kısmen ya da tamamen iade etmeye,

Borcun tür, tutar, tahsil kabiliyeti, faaliyetin devam edip etmediğini dikkate alarak vergi dairesine olan borçlara mahsup ettirmeye,

Gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına izin vermeye,

İadeyi; vergi incelemesiyle veya sektörlere, işletme büyüklüklerine ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre vergi incelemesi dışında belirlenecek diğer yöntemlerle yapmaya,

İadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yönelik olarak yetkilendirilmektedir.

Ayrıca Maliye Bakanlığı’na verilen yetki çerçevesinde belirlenecek usul ve esaslar dahilinde iade hakkı verilen fakat bu hakkını kullanmayarak iade talep etmeyen mükelleflerin, söz konusu tutarları geçici 35’inci madde kapsamında ayrıca izlenen indirim hesabından çıkarmaları gerekecektir.

Dr. Veysi Seviğ

itohaber.com