İmar diktatörlüğü (Mustafa Baygın, Emlak Müşaviri)

İmar diktatörlüğü (Mustafa Baygın, Emlak Müşaviri)

İmar diktatörlüğü (Mustafa Baygın, Emlak Müşaviri)

mustafa-baygin-6Her şeyin bir diktatörü gerçek veya sanal olarak ortaya çıkmaktadır.

Adana, Türkiye ortalaması verilerine göre konut fiyatı en fazla artış gösteren il olarak plakasının hakkını veriyor.

Adana arazi açısından bakir alana sahip olma noktasında oldukça avantajlı bir konumda bulunmasına rağmen, ne yazık ki, imarlaşma yönünde, master planı olmadan hareket edildiği için arsada en fakir il durumunda kalmaktadır.

Bu nedenle de hem imarsızlıkta, hem de konut fiyatlarındaki artış nedeniyle elde ettiği şampiyonluk plakasının sıra numarasının hakkını verdirmiş oluyor.

Her şeyde olduğu gibi, arsada ve dolayısıyla emlakta da arz – talep dengesi fiyatlarda önemli etkendir.

Şehrin merkezinde kaçak, imarsız yapılaşmalar kentin gettolaşmadan kurtulmasını değil, aksine teşvik etmiş oluyor.

Adana Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyeleri şehrin master planı için özel çalışmaları geçmişte yapmamış olmanın sıkıntılarını günümüzde de sürdürmektedirler.

Şehrin yapılaşma, ticari, turizm, yüksek eğitim, konut dışı kentsel çalışma ve sanayi alanlarının, hatta ulaşım istasyonlarının dahi ne tarafa yapılacağı uzun yıllardır karara vardırılamadı. Palyatif çözümlerle işler götürülmeye çalışıldı.

Bunun en bariz örneği, belediye başkanları değiştikçe yatırım ve inşaat yapılan alanlarda kısa süre sonra değişmeye başlıyor. Bu dahi kentin vizyonsuz yönetim anlayışı ile yönetilmeye çalışıldığının en bariz ifadesidir.

Adana’da yapılmakta olan binalardaki dairelerin m2 alanları ve oda sayıları da zorunluluk düşüncesiyle düşürülüyor, ters orantılı olarak ta fiyatları yükseltiliyor.

Çünkü inşaatın birinci ana girdi kalemi olan imara açık, planlı ve arsa azlığı konut fiyatlarında direkt artışa neden olmaktadır. Konut fazlası var gibi algılanan Adana merkez ilçelerinde, aslında fiyat yüksekliğinden dolayı stokta bekleyen daireler böylesine bir algıya sebebiyet vermektedir.

Gerçekte İmara açık (hemen inşaat yapılabilecek, ilgili belediye veya kurumun ruhsata ilişki hükümlerine haiz, imarlı, planlı) arsalar talebi karşılayacak şekilde müteahhitlerin veya inşaat sektörünün hizmetine sunulmuş olsa, hem konut açığı kapanacak, hem fiyatlar yükselmek bir yana belki de düşüş gösterecek, konut ihtiyaç sahipleri veya yatırımcılar da diledikleri konutları satın almış olabileceklerdir.

İnşaata Yalın Bir Sektör Değildir

İnşaat sektörünün Adana’daki en büyük sıkıntısı, konut üretilecek arsaların üretilmemiş olmasıdır.

Önce arsayı al, sonra kişi düşündüğü imar düzenlemesini yaptırmaya çalışsın ve inşaat ruhsatı alsın.

Sonucu ne oluyor, Adana örneğinde olduğu gibi “Çıkmaz bulvarlar” ın yer aldığı çarpık kentleşme.

Türkiye’de ekonominin lokomotifi inşaat ve çiftçilik olarak halen özelliğini korumaktadır.

İnşaat sektörü, salt konut olarak düşünülecek bir ticari alan değildir. yüzlerce direk ve yine yüzlerce en direkt sektörleri ilgilendirdiğinden piyasaların canlanıp, durgunlaşmasına, istihdam alanlarının açılıp kapanmasına neden olan bir sektördür.

Adana işsizlikte lider il olmasına rağmen, belediyelerin işsizliği azaltacak en önemli bu 2 sektörün önünü açacak, yatırımlar yapılabilecek planları uygulamamaları ve hayata geçirmemeleri, kentlerini ne kadar düşündükleri, “gelecek nesillerimi gelecek seçimlerimi düşünüyorlar” sorusunu de beraberinde getiriyor.

İnşaat sektörü, sadece, boya, demir, PVC, Ahşap, çimento, vs. inşaat malzemesi olarak düşünülmemelidir.

Ulaşımdan nakliyeye, lastik sektöründen petrolüne, su tesisatçısından fayansçısına, kırtasiyecisinden tekstilcisine, emlakçısından müteahhidine, muhasebecisine, dolmuşçusuna, camcısına, reklamcısına, eğitimcisine, kuaförüne vs, kadar daha onlarca sektörü ilgilendirmektedir.

İmara açık alanların üretilmesi ve hizmetlerinin tamamlanması ve inşaat sektörünün hizmetine sunulması demek, o bölgenin ve insanlarının kalkınması, müreffeh hayata yol almaları, fahiş değil makul fiyatlarla üretim yapılarak alım – satım gerçekleşmesi sağlanmış olacaktır.

Belediye başkan(lar)ı da halk verdikleri hizmet sözlerini de tutmuş olabileceklerdir.

Adana’da imar problemleri halledilmedikçe hiçbir belediye başkanı iyi anılmayacak, çarpık, plansız, ulaşımsız kentin halkı da huzur ve güven içinde olamayacaktır.

Master planları yapılarak çözüm bulunamazsa, sadece “imar partisi” değil  diktatörlük heveslileri de son bulmayacaktır……

MUSTAFA BAYGIN

EMLAK MÜŞAVİRİ