Esnaf da, Vergi Kaçırıyor Diye Müşterisini Maliyeye İhbar Etse? (Abdulmenaf Yakut, Vergi Müfettişi)

Esnaf da, Vergi Kaçırıyor Diye Müşterisini Maliyeye İhbar Etse? (Abdulmenaf Yakut, Vergi Müfettişi)

Esnaf da, Vergi Kaçırıyor Diye Müşterisini Maliyeye İhbar Etse? (Abdulmenaf Yakut, Vergi Müfettişi)

Vergi vatandaştan alınıyor aslında.

Bildiğiniz gibi devlet, vatandaşı; kazanç elde ederken, kazandığı gelirin vergiden arta kalanını tüketirken ve nihayet, tüketimden de geri kalan kısmını biriktirip çeşitli servet unsurlarına dönüştürürken vergilendirmeye çalışıyor.

“Bildiğiniz gibi” diyorum, ama insanların çoğu bunun farkında değil aslında.

Yani bilmiyor.

Asıl yüklenicilerinin kendileri olduğundan bihaber, ‘vergi’ dendiği vakit sadece esnaf kesimini düşünüyor insanların çoğu.

Böyle olunca da, ‘vergi kaçağı’ndan söz edildiğinde dikkatler hemen beli bir işyeri çalıştıran ticaret ve sanat erbabının üzerinde yoğunlaşıyor.

Vatandaş, ne yazık ki, vergilerinin çoğunun esas yüklenicisinin kendisi oluğunun bilincinde değil.

Böyle bir bilince sahip olmadığı için de, bu temel vatandaşlık ödevinin kendisine sağlamış olduğu demokratik haklarını layıkıyla kullanamıyor.

Ne kadar vergi o kadar vatandaşlık bilinci,

Ne kadar bilinç o kadar katılım ve hesap sorma,

Ne kadar katılım o kadar da demokrasi…

Bu kadar basit yani.

Harcama ve işlem vergileri başta olmak üzere, devletçe tahsil edilen vergilerin neredeyse tamamının nihai ödeyicisinin son tahlilde yine bireyin kendileri olduğunu düşünse vatandaş bir şeyler değişir belki ama öyle olmuyor ne yazık ki.

**

Hatta bırakın bu yüksek bilinç düzeyini, günlük hayatta, örneğin beğendiği malın fiyatını soran müşteriyle diyelim ki 1100 lira diyen esnaf arasında gelişen aşağıdakine benzer sayısız diyaloglar; cereyan eden vergi kaçağı olaylarının büyük çoğunluğunun, sanıldığın aksine doğrudan esnafın değil, vatandaşların kendi bilinçli ya da bilinçsiz davranışları sonucunda meydana geldiğini gösteriyor.

Bu gibi durumlarda;

- Müşterinin, indirim yok mu? diye sorması üzerine,

- Senin için düz olsun. 1000 lira ver yeter. Aşağısı mümkün değil ama kurtarmaz, diye karşılık veriyor satıcı esnaf.

- İyi o zaman. Paketle malı, alıyorum. Ha..unutuyordum az kalsın; cebimde yeterli nakit yok. Kart geçiyordu sende, değil mi? diye soruyor müşteri.

- Var tabi diyor satıcı; pos cihazım var ama kartla ödersen bu fiyata veremem malı.

- Neden?

- Fatura kesmem gerekecek o zaman. Fatura kesince de senin ayrıca KDV de ödemen gerekir.

- Hımm..yapma yav. Ne yapacağız peki şimdi? Falan bankanın bankamatiği var mı buralarda peki?

- Var abi, uzak değil, hemen köşe başında.

- İyi o zaman, parayı çekip hemen geliyorum. En iyisi nakit ödemek. Bu arada, 1000 lira olur demiştin en son, değil mi?

- Tabi abicim. Nakit ödersen 1000’e yaparım senin için.

Vatandaş malı daha ucuza alabilmek, daha doğrusu doğacak olan vergiyi ödememek için hiç üşenmeden gidip makineden para çeker ve çektiği parayı getirip satıcıya nakit olarak öder.

**

Günlük hayattaki alışverişlerimiz buna benzer tecrübeler yaşamayanımız var mı?

Satıcı hiç zorlamıyor müşteriyi oysaki.

- Nakit ödeme yapacaksan eğer, beni senin adına fatura düzenlemek zorunda bırakacaksın. Bu da senin, yapacağın alışveriş üzerinden doğacak vergiyi (KDV’yi yani) ödemek zorunda kalmana neden olacak diyor sadece.

Vergi senin vergin; ödersen eğer, ben de senin yerine götürüp vergi dairesine yatırırım demeye getiriyor aslında.

İşte bu gibi durumlarda, kendi kendime bazen; satıcı esnaf, kendilerine bu şekilde fiyat teklifi verdiği müşterilerinden fatura/fiş almamak suretiyle vergi ödemeyenleri (yani vergi kaçıranları) Maliye’ye ihbar mı etseler, nasıl olur acaba diyorum?

Abdulmenaf Yakut

Vergi müfettişi

HÜRSES