CİRO PRİMLERİ VE MUHASEBE İŞLEMLERİ

CİRO PRİMLERİ VE MUHASEBE İŞLEMLERİ

Ciro primlerinin muhasebesi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır



Bu konuda çelişkili muktezalara rastlanılsa da, ciro primlerine dair faturaların düzenlendiği tarihe bağlı kalınmaksızın, primin üzerinden hesaplandığı ilgili yılın geliri veya gideri olarak ele almak vergi sistematiğine daha uygun düşecektir. Yani, 2014 yılında sair nedenle alıcıya ciro primi ödenmesine karar verilmiş ve fatura 2015 yılı içinde düzenlenmiş olsa dahi, ciro primini elde eden gelirini, ciro primi ödeyen mükellef de giderini 2014 yılına kaydetmeli ve 2014 yılı kurum kazancı ile ilişkilendirmelidir.

Ciro primlerinin muhasebesi konusunda da farklı görüşlere rastlanılmaktadır. Ancak muhasebe kaydında farklı yöntemler tercih edilse dahi yapılan kayıtların vergi kaybına yol açmamasına dikkat etmek gerekecektir.

Uygulamada ciro primlerinin muhasebeleştirilmesi noktasında, elde edenler açısından 602 ve 679 hesapların kullanıldığına rastlanılmaktadır. Bu konuda şahsi kanaatimiz, Maliye’nin görüş değişimine de paralel olarak, satışlarla doğrudan bir bağlantısı olan ciro primlerinin 679 veya başka bir gelir hesap yerine 602 hesapta gösterilmesidir. Ancak her iki durumda gelir tablosunun sonundaki net gelir rakamında bir farklılık olmayacak, sadece şirketin performansına dair farklı bir görüntü ortaya konulacaktır.

Öncelikle belirtmek gerekirse, Gelir İdaresi ciro primini elde edenlerin, prim tutarlarını satın aldıkları malın maliyet bedelinden düşmemelerini, bu primleri doğrudan gelir yazmalarını istemektedir.

Ciro primlerinin tutarlarının ve ödeneceğinin belli olduğu durumlarda fatura düzenlenmese dahi karşılıklar yoluyla gelir ve gider kaydı yapılması mümkündür. Ancak, ciro prim bedellerinin bilinemediği ve prim ödemesine dair bilginin izleyen yılın içinde alıcı firmaya bildirilmesi durumunda, ciro primini elde eden 671 önceki dönem gelirine, ciro primini ödeyen ise 681 önceki dönem giderine kayıt atabilecektir.

Alıcı ve satıcının Türkiye’de bulunduğu durumlarda ciro primleri için fatura düzenlenmesi gerektiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak Ciro primini ödeyen firmanın yurt dışında bulunması durumunda, yurt dışı firma genellikle credit note adı altında bir belge düzenlemekte, Türkiye’de bulunan firmalar da credit note’lara dayanarak gelir kaydı yapmaktadırlar.

Bu durumda bulunan mükelleflere, credit note ile yetinmemelerini mutlak suretle fatura düzenlemelerini tavsiye etmekteyiz. Zira, vergi incelemelerinde denetim elemanlarının fatura düzenlenmediği iddiası ile ciro priminin toplam tutarı üzerinden yüzde 10 oranında özel usulsüzlük cezası istediklerine rastlanılmaktadır.

Yurtdışına ödenen ciro primlerinde ise genelde karşı firma tarafından debit note düzenlenmektedir. Bu belgelerin karşı ülkede yasal ve geçerli bir belge olması kaydıyla, debit note’lara istinaden gider yazılması mümkündür. Ancak uygulamada, debit note’un ilgili ülkede kullanılan yasal ve geçerli bir belge olduğunun nasıl tespit edileceği net değildir. Bu konuda en makul yöntem yabancı ülkedeki Türk Konsolosluğundan, bir yazı talep edilmesidir.

İ. Halil BAĞDINLI

GÖZLEM