Bir kişilik limited şirketlere müdür olarak atanan ve ortak olmayan kişinin vergisel sorumluluğu

Bir kişilik limited şirketlere müdür olarak atanan ve ortak olmayan kişinin vergisel sorumluluğu

Bir kişilik limited şirketlere müdür olarak atanan ve ortak olmayan kişinin vergisel sorumluluğu

Bilindiği gibi, yeni TTK’nun 573. maddesinde düzenlendiği üzere tek kişilik şirketlerde müdürlerin mutlak surette ortak olmaları zorunludur. Tek kişilik limited şirketlere dışarıdan müdür atanması halinde bunların ortaklar arasından seçilmesi gerekir. Ortak haricinde dışarıdan müdür atanması halinde; bu müdüre hisse verilmesi gerekecektir. tek ortağın müdür seçilmek istememesi halinde nasıl bir yol takip edilecektir? Bu durumda tek ortak olarak %100 hisseye sahip bulunan kişi dışarıdan müdür atadığı kişiye asgari bir pay vermesi ve sembolik de olsa ortak yapması zorunludur. Bu durumda şirket tek ortaklı şirket yapısından çıkıp 2 ortaklı bir yapıya bürünecektir.

Öte yandan, dışarıdan ortak olmayan müdür atanması halinde bu kişiye pay verilmek istenmemesi halinde ise; tek ortak olan kişi de müdür olarak aynı zamanda atanacaktır. Bu durumda şirkette 2 müdür olacak, bunlardan birisi hem ortak ve hem de müdür pozisyonundadır. Diğer ortak sadece müdür durumunda olacaktır.

Böyle bir tablo karşısında dışarıdan limited şirkete müdür olarak atanan ve ortak olmayan kişinin bu şirketin kamu alacakları ile ilgili sorumluluğunun ne şekilde olacağı konusunda 6183 sayılı kanunun mük. 35 maddesinin incelenmesi gerekecektir.[1]

Limited şirket müdürlerinin (ortak olmayan dışarıdan atanan müdürleri de dahil olmak üzere) şirketin amme borcu ile ilgili sorumlulukları kısaca şöyledir:

6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesinde kanuni temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre; “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır.

Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.

Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.

Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” Dolayısıyla, limited şirkette ortaklığı bulunmayan ancak limited şirkete dışarıdan müdür (kanuni temsilci) olarak atanan kişi, şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları nedeniyle şahsi mal varlıkları ile 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Eğer ki, ortak da müdür olarak atanmış ise bu sorumluluk kanuni temsilci sıfatı ile onu da bağlayacaktır. Vurgulamak gerekir ki, 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesi uyarınca, limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Tek ortaklı limited şirket söz konusu ise, doğal olarak tek ortak amme alacağının tamamından sorumlu tutulacaktır. Ancak, yukarıda vurguladığımız üzere, tek ortaklı limited şirkette tek başına dışarıdan müdür seçilmesi kanunen mümkün olmayacak, dışarıdan müdür atanılması durumunda tek ortağın da müdür seçilmesi gerekecektir. Örneğin, %1 pay verilerek dışarıdan birinin müdür seçilmesi durumunda, bu müdür hem kanuni temsilci sıfatıyla şirketten tahsil edilemeyen tüm amme borcu için sorumlu olacaktır, hem de %1'lik hissesi nedeniyle ortak sıfatıyla ayrıca bu oranda sorumlu olacaktır. %99 hissesi bulunan ve müdür seçilmeyen ortak ise, ortak sıfatıyla amme borcunun %99'undan sorumlu olacaktır.

Sonuç olarak, tek ortaklı limited şirketlerde yukarıda da izah edildiği gibi iki müdür bulunması gibi bir zorunluluk ortaya çıkmaktadır. Şirketin ödenmeyen vergi ve sigorta borçlarından da neticede önce limited şirket sorumlu olacak, limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilmeyen amme alacakları için her iki müdüre de vergi dairesi veya SGK ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edecektir.[2] Limited şirketin ödenmeyen vergi ve SGK alacaklarından müdürler sorumlu olacağı için müdürler ödediği vergi ve SGK alacaklarından dolayı asıl şirket ortaklarına rücu edebileceklerdir.

[1] AY Hakan – ALPASLAN Mustafa – KAYA Eda, Vergi Uygulamalarında E-Tebligat ve E-Haciz, İzmir, Kasım 2011, s.18

[2] Bkz. ALPASLAN Mustafa – SAKAL Mustafa, Vergi Hukuku Uygulaması-I, Ocak 2008, İzmir, s.283-352

Av. Nazlı Gaye Alpaslan

hurses.com.tr