ŞİMDİ GERÇEK MUHASEBE YAPMA VAKTİ..

ŞİMDİ GERÇEK MUHASEBE YAPMA VAKTİ..

BEŞ DAKİKA ARA...

ŞİMDİ MUHASEBE YAPMA VAKTİ...

tefekkur-99Yeni bir yıla girdik.

Takvime göre birer yıl yaşlandık. Aynaya baktığınızda saçlarınızın daha da beyazladığını, azaldığını, gücünüzün daha da zayıfladığını, eski enerjinizin kalmadığını göreceksiniz.

Aslında ciddi bir muhasebe fırsatı var önümüzde.

Kendimizle, imanımızla, ibadetimizle hesaplaşma zamanı.

Bir yıl içinde samimiyetinizde azalma var mı? Bu bir yıl içinde yüce Rabbe olan bağlılığınız güçlendi mi? Bir yılda kaç insanın kalbini kırdık? Kaç kişinin bedduasını aldık? Kaç kişiye beddua ettik? Kaç bedduamız bize iade edildi?

Kaç kişinin hakkını yedik, aleyhinde konuştuk, gıybetini yaptık, suizanda bulunduk?

Kaç insanın çiğ etini yedik?

Kaç insanın iffetini, ırzını, namusunu, onurunu, kişiliğini, saygınlığını, hakkını, hukukunu zedeledik?

Kaç defa imanımızı zedeleyecek söz söyledik, küfür ve şirk sözlerini kullandık?

Kaç defa farz ibadetlerini kaçırdık?

Namazı gevşettik veya kaç defa namazımıza, orucumuza riya kattık?

Kaç defa Müslümanları rahatsız edecek söz söyledik, adım attık, horladık?

Kaç defa elle, yüzle, ayakla, dille, kalple ve sözle taciz ettik? Zor durumda bıraktık.

Aniden ölüm gelse kapıya hazırlığın var mı? Var diyorsan kime göre var? Ne kadar eminsin kendinden? Senin veya çevrenin senin hakkındaki itibarı, Allah katında itibar sayılacak mı?

Makamını, mevkiini, itibarını, paranı, gücünü kim için kullanıyorsun?

Hiç kimsenin hiç kimseye fayda sağlamayacağı çetin günde hesaba var mısın?

Mümin o insandır ki "Eliyle, diliyle ve hatta kalbiyle başkasına zarar vermeyendir, şerri dokunmayandır.

Senin elin, dilin, kalbin, ayağın, sözün, kalemin, mevkiin, sermayen veya başka şeylerin müminlere zarar verdi mi?

Zarar verdiysen, imanını rahatlatacak malzemeyi hemencecik şeytan kulağına fısıldadı mı?

İnsanları üzmene rağmen rahatsan bunun bir şerre sebep olduğunun farkında mısın? Farkında değilsen esas perişanlığın bu olduğunu görmüyor musun? 

HER NE OLURSAN OL ÖLECEKSİN 

Behemehâl -her halükarda- sen de öleceksin. Ben de öleceğim. Sesimin iliştiği, gözümüm gördüğü veya görmediği her şey ölecek. Çünkü her şey fanidir.

Fani (sonlu) olan bu dünyada, fani olmaya razı olmasan da fani olacaksın.

İki metrelik çukura uzanacaksın.

O gün ne dost, ne arkadaş, ne yar, ne yaran, ne cami arkadaşı, ne meyhane dostu, ne alkışlayan, ne slogan atan, ne seni göklere çıkaran, ne seni yere batıran, ne sana amin diyen, ne sana zalim diyen, ne sana baba diyen, amca, dayı, teyze, yeğen diyen, ne sana hacı, hoca, üstat diyen, ne sana efendim sultanım diyen ve ne de sana küfreden kimse kalmayacak. "O gün herkes herkesten kaçacak"!

Sen ve Allah'ın ve amelin, imanın ve şefaatini hak etmişsen Peygamberin ve yine şefaatini hak etmişsen Melekler ve Rabbin razı oldukları belki sana fayda sağlayacak. Gerisi boş, gerisi masal, gerisi hikâye.

O zaman ölecek olan ve gömülecek olan bu zavallı, bu perişan, bu tükenmiş ve yarın da taaffün edip çürüyüp gidecek bu fani ve zavallı vücuda daha fazla zulmetme, yük yükleme.

Gel tez elden tövbe et. Gelin tez elden tövbe edelim. Çünkü içimizde tertemiz olan hiç kimse yoktur.

YENİ YILDA ÜMİTLİYİM

Ümitliyim. Umutluyum. Engin bir heyecan taşıyorum. Çünkü yeni yılın inşallah hayırları taşıyacağına, güzellikler, sevgi ve umut getireceğine inanıyorum.

Mümin ümitsiz olmaz. Ümitsizlik, yani yeis günahtır. Bataklıktır.

Bohemlikten, kasvetten, çaresizlikten, karanlıktan, ümitsizlikten, cambazlıktan, nefretten, kinden, garazdan tiksinir gibi kaçarım.

Şer zannettiğimiz her şey inşallah hayra dönecektir. Şerle işimiz olmamalı.

Hayırla yormalıyız her şeyi.

Lütfen gülümseyin birbirinize.

Olumlu tarafından bakın geleceğe.

Bazen şaka yapmayı, esprili davranmayı, affetmeyi, olgun davranmayı, olumlu bakmayı deneyelim.

Bazen en zor durumda "bu da geçer ya hu" demeyi deneyin.

Bazen içinize bir sıkıntı çöktüğünde "bu da gelir, bu da geçer"i mırıldanın.

Çünkü geçecektir. Çünkü kalacak hiçbir şey yok ki O'nun dışında.

Belki en çaresiz kaldığınızda; "Hasbiyallah ve nimel vekil -O rabbim bana yeter, O ne güzel vekildir" deyin.

Engin olun. Umut dolun. Rahat olun.

Ne olursa olsun, ne gelirse gelsin, yolun sonunda sizi bekleyen O, var. Rabbiniz var. Sizi affetmeye hazır O var...

İMANI KEMİREN HASTALIK: RİYA

"Gösteriş" olarak tercüme edilebilecek olana riya; halk görsün ve itibarım artsın diye ibadet yapmak ve iyi görünmeye gayret etmektir.

Yani hakkı alet edip halkı aldatmaktır.

Riyanın bir tarafı şirktir, bir tarafı münafıklıktır. Riya elbette dini bir kavramdır ve dini mahiyet taşır. O nedenle de mümindeki riya bizim konumuzdur. İmansız bir insandaki riya bizim ilgi alanımızda değildir. O tamamen başka bir haldir.

Riyaya bazı örnekler verelim:

 Kişi az uyur, az yer ve böylece kendini perişan gösterir. Hatta hırpani şekilde giyinir. Gayesi insanlara kendini ahireti arzulayan adam gibi göstermektir.

 Alnında, dizlerinde secde izleri vardır. Özellikle de olsun ister. Böylece kendini çok sadık göstermeye çabalar.

 Bol bol ayet ve hadis ezberler.

İlminin çok olduğunu göstermek için bunu yapıyor. Bütün derdi şöhrettir.

Parmakla gösterilmektir.

 İnsanlar görsün diye zekâtını bağırıp verir. Halk görüyorken namazı uzun ve titiz kılar. Evinde ise acele bir şekilde eda eder.

 Önemli insanların kapısında bekler ve sonra "şunlar bana geldi" diye itibar yükseltir. Veya önemli insanları kapıda bekletir ve ben şunları beklettim der.

Riyanın düşmanı "ihlâs"tır. İhlâs ise kalp ve organların uyumudur. İyi amellerini ilan etme. Özellikle farz dışındakileri. Günahlarını gizle. Tövbe et. Zira hiç birimiz riyadan emin değiliz.

Kalp bu. Her an eğrilebilir.

BİR DUA

Yardımcıların en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur. Koruyucuların en değerlisi olan Allah'tan başka ilah yoktur.

Varislerin en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur. Hâkimlerin en hâkimi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Rızık verenlerin en fazla rızık vereni, en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur. Fatihlerin en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur.

Affedicilerin en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur. Rahmet edenlerin en hayırlısı olan Allah'tan başka ilah yoktur.

Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur.

O vaadini yerine getirdi, kuluna yardım etti ve kendi askerlerini yüceltti; Ahzab'ı, kâfirler topluluğunu tek başına bozguna uğrattı. Ondan başka bir şey yoktur, o tektir. Bütün nimetlerin sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. O, fazlın sahibidir.

Güzel methe ancak O layıktır. "La ilahe illallah" kelimesini Allah'ın mahlukatı, varlıkları adedince, O'nun arşının ağırlığınca ve Allahü Teala razı oluncaya kadar söylerim. Yine "La ilahe illallah" kelimesini Allahü Teala'nın kelimeleri adedince söylerim. Vahdaniyet, ferdaniyyet, kıdem, ezeliyet ve ebediyet sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur ki, O'na ilahlık konusunda hiçbir şey zıt olmayacağı gibi işlerine ve isteklerine muhalefet edebilecek bir benzeri, bir eşiti, bir ortağı da olamaz.

O diriltir ve öldürür. Ama O diridir ve O'na ölüm ulaşmaz. Bütün hayırlar onun kudret elindedir. Onun kudreti her şeye yeter. Öldükten sonra herkes O'na dönecektir.

O Allah bütün her şeyden evveldir ve bütün her şeyden sonradır, bakidir. Onun varlığı aşikârdır, zahirdir. Mahiyeti gizlenmiştir yani O Allah batındır. Allahü Teala her şeyi bilicidir. Hiçbir şey onun misli olamaz. Allahü Teala her bir şeyi işiten ve görendir. Allahü Teala bütün işlerimizde bize yeterlidir, kafidir ve ne güzel bir vekildir.

Allahü Teala bize en güzel seyyiddir, dosttur ve yardım edicidir. Ey kudret ve azamet sahibi Allahımız! Senin affını isteriz.

Ölümden sonra dönüşümüz sanadır.

Nihat Hatipoğlu

takvim.com.tr

03.01.2014