7103 Sayılı Torba Yasayla VUK, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler

7103 Sayılı Torba Yasayla VUK, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler

27.03.2018 Tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer Sayısında yayınlanan  7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ile Kurumlar Vergisi Kanununda Yapılan değişiklikler şu şekildedir.

7103 sayılı yasanın 74. Maddesi ile  5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun” Muafiyetler “ başlıklı

4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendi ve 17. maddesinin dokuzuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Buna göre, “tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri (Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmez.).” hükmü muafiyet maddesi olan 4’üncü maddeden çıkartılarak mufafiyeti kaldırılmıştır.

7103 Sayılı Torba Yasayla Amme Alacakları Kanununda Yapılan Değişiklikler

7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ile Amme Alacakları Kanununda Yapılan değişiklikler şu şekildedir.





Menkul Ve Gayrimenkuller İçin Haczin Kaldırılması Esasları DüzenlenmiştirBu ekleme ile Maliye Bakanlığı Vergi Dairelerince menkul ve gayrimenkuller üzerine konulan hacizlerin hangi koşullarda kaldırılacağı düzenlenmiştir. Hacizli menkul ve gayrimenkullerin değerinin %10 fazlasının ödenmesi ile haciz kaldırılabilecektir. Ancak uygulamada borçtan daha fazla haciz konulması gündeme gelebilmektedir. Kanun bu değişiklikle ödeme aşamasında borçların toplamı ile sınırlama getirmiştir. Maddenin uygulanmasına ilişkin ikincil düzenleme Maliye Bakanlığınca çıkarılacaktır. Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Nisan 2018 olarak belirlenmiştir.

7103 sayılı yasanın 2. Maddesi ile  6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna “Paraya çevirme “başlıklı 74 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 74/A maddesi eklenmiştir.









“Bazı hallerde haczin kaldırılmasıMADDE 74/A- Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizler aşağıdaki şartların sağlanması halinde kaldırılır.



  1. Mahcuz malın bu Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mallardan olması.  .


  2. Mahcuz mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi. (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.)


  3. Mahcuz mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi.


  4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi.




Haczedilen malın değer tespiti bu Kanun hükümlerine göre yapılır. Ancak, menkul mallar için her halükarda tahsil dairesince bilirkişiye değer biçtirilir.

Bu madde kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, bu Kanunun 13’üncü maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, haciz tatbik edilemez. Bu hüküm, haczi kaldırılan malın üçüncü şahıslar tarafından amme borçlusu lehine teminat olarak gösterilen mal olması halinde, üçüncü şahsın bu Kanun kapsamına giren borçları için uygulanmaz.

Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunarak hacze karşı açtığı davalardan vazgeçen borçlunun, haczi kaldırılan mal ile ilgili açtığı davalar mahkemelerce incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.

Tahsil edilen paralar, söz konusu malın aynından doğan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı fer’i alacaklar ile vergi cezalarına, mahcuz mala haciz tatbik etmiş dairelerin sırasıyla; takip konusu olan, muaccel hale gelmiş bulunan, ödeme zamanı gelmiş henüz vadesi geçmemiş olan ve tecil edilmiş bulunan alacaklarına, haciz sırasına göre mahsup edildikten sonra haciz tatbik etmemiş dairelerin bu fıkrada belirtilen alacaklarına garameten taksim edilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

7103 Sayılı Torba Yasayla Gelir Vergisi Kanununda Yapılan Değişiklikler



27.03.2018 Tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer Sayısında yayınlanan  7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ile Gelir Vergisi Kanununda Yapılan değişiklikler şu şekildedir:



Çatısında Elektrik Üretip Satanlara Gelir Vergisi  MuafiyetiBu düzenleme ile çatısında veya cephesinde 10 KW’a kadar elektrik üretenler ihtiyaçlarından fazlasını sattıklarında elde ettikleri gelirler için herhangi bir vergi ödemeyeceklerdir. Hemen vurgulayalım ki, bu düzenleme kurumları kapsamamaktadır. Ticari faaliyetle uğraşan şirketler Kurumlar Vergisi mükellefi olacaklarından bu muafiyetten yararlanamayacaklardır. Bu muafiyet Gelir Vergisi mükelleflerine yönelik olarak getirilmiştir

7103 sayılı yasanın 3. Maddesi ile  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Vergiden Muaf Esnaf” Başlıklı  9’uncu maddesinin birinci fıkrasına (8) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (9) numaralı bent (10) numaralı bent olarak teselsül ettirilmiştir.

“9. 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami 10 kW’a kadar (10 KW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.);”







Kadın Hizmet Erbabına Kreş Ve Gündüz Bakımevi Hizmeti Ücret SayılmayacakBu düzenleme ile ücret istisnalarına yeni bir bent eklenmiştir. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler ücret sayılırken bu düzenleme sonrası belli koşullarda ücret sayılmayacaktır.

7103 sayılı yasanın 4. Maddesi ile  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretlerde” Başlıklı  23’üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“16. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce bu hizmetlerin verilmediği durumlarda, ödemenin doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması şartıyla, her bir çocuk için aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının % 15’ini aşmamak üzere bu istisnadan yararlanılır. Kreş ve gündüz bakımevi hizmetini sağlayanlara yapılan ödemelerin belirlenen istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu bentte yer alan %15 oranım, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine getirmeye Bakanlar Kurulu, bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.).”







Tazminat Ve Yardımlara İlişkin düzenleme Yapıldı7103 sayılı yasanın 5. Maddesi ile  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Tazminat ve Yardımlarda ” Başlıklı  25’inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“7. a) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.);



  1. b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);”










Vergi Nedeniyle Asgari Ücretin Düşmesi EngellendiBu değişiklik sonrası asgari ücretlinin eline geçen para yılın son aylarına doğru Gelir Vergisi kesintisi nedeniyle azalmayacaktır. Uzun süredir sorun olan bu durum yasal değişiklikle sorun olmaktan çıkarılmıştır.

7103 sayılı yasanın 6. Maddesi ile  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Asgarî geçim indirimi” Başlıklı 32’nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Net ücretleri, bu Kanunun 103’üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle bu maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere, içinde bulunulan yılın Ocak ayma ilişkin ödenen net ücretin (ilgili yılda geçerli asgarî ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgarî ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden Kanunun 103’üncü maddesinde yer alan tarifenin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücretin) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgarî geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.”







Ücret Tanımına Yeni Eklemeler YapıldıHizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar da bundan sonra ücret olarak kabul edilecektir.

7103 sayılı yasanın 7. Maddesi ile  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin Tarifi” Başlıklı 61’inci maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“7. Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.”

7103 Sayılı Torba Yasayla Vergi Usul Kanununda Yapılan Değişiklikler

27.03.2018 Tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer Sayısında yayınlanan  7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ile Vergi Usul Kanununda Yapılan değişiklikler şu şekildedir:



Kamuda Bilgi Paylaşımı geldi7103 sayılı yasanın 8. Maddesi ile  213 sayılı Vergi Usul Kanununun Vergi Mahremiyeti başlıklı  5’inci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerin, bu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaz. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”







Kanuni Temsilci ve Tasfiye memurunun sorumluluğu düzenlendiVergi Usul Kanununun 10’uncu maddesine yapılan bu ilave fıkralar ile tasfiye memurları ile kanuni temsilcilerin sorumlulukları kanun düzeyinde netleştirilmiştir. Yine tüzel kişiliği sona eren mükelleflerin kanuni temsilcileri adına tarhiyat yapılacağı kanuna eklenmiştir.

7103 sayılı yasanın 9. Maddesi ile  213 sayılıVergi Usul Kanununun “Kanuni Temsilcilerin Ödevi “ başlıklı 10’uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.”

“Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılır.”







İmha Edilecek Mallara Düzenleme YapıldıBu madde ile imha edilecek mallara yönelik kanun düzeyinde düzenleme yapılmıştır. Usul ve detaylar Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak ikincil düzenlemeler ile belirlenecektir.

7103 sayılı yasanın 10. Maddesi ile  213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Kıymeti Düşen Mallar” başlıklı 278’inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 278/A maddesi eklenmiştir.

“İmha edilmesi gereken mallar:

MADDE 278/A- Bozulma, çürüme veya son kullanma tarihinin geçmesi gibi nedenlerle imha edilmesi gereken emtia, bu mahiyetteki imha işlemleri süreklilik arz eden mükelleflerin başvurularına istinaden, bu Kanunun 267’nci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendindeki usulle mukayyet olmaksızın, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul çerçevesinde ve tayin olunan imha oranı dikkate alınmak suretiyle değerlenebilir.

Birinci fıkra hükmünden yararlanmak için yapılan başvurular, Maliye Bakanlığınca mükellefin geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumu, yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilir. Bu değerlendirme neticesinde, Maliye Bakanlığınca karşılıklı anlaşmak suretiyle, tayin olunan imha oranını aşmamak kaydıyla imha edilen emtianın emsal bedeli sıfır olarak kabul edilir.

Mükellefler, imha işlemine ilişkin her türlü kayıt, belge ve evrakı bu Kanunun ilgili hükümleri uyarınca muhafaza ve gerektiğinde ibraz etmek zorundadır.

Maliye Bakanlığı, bu maddeden yararlanmak için başvuruda bulunabilecek mükelleflerde aranacak şartları, tayin olunan imha oranının geçerli olacağı süreyi, imha oranının süresinden önce iptaline ilişkin kriterleri, bu madde kapsamına giren emtiayı, sektörler, iş kolları ve işletme büyüklüklerini ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle belirlemeye ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları tespite yetkilidir.”







Yurt Dışından Getirilerek Sermaye Olarak Konulan Paraların Değerlemesi7103 sayılı yasanın 11. Maddesi ile  213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Yabancı Paralar” başlıklı 280’inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 280/A maddesi eklenmiştir.

“Yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paralar:

MADDE 280/A- Yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapacak tam mükellef sermaye şirketlerine, işe başladıkları hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar yurtdışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların, söz konusu dönem zarfında yatırım teşvik belgesi kapsamında sarf olunan kısmı nedeniyle oluşan kur farkları pasifte özel bir fon hesabına alınabilir. Bu durumda olumlu kur farkları bu hesabın alacağına, olumsuz kur farkları ise bu hesabın borcuna kaydedilir.

Sermaye olarak konulan bu yabancı paraların, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar herhangi bir suretle sarf edilmeyen kısmı; bu hesap dönemlerine ait vergilendirme dönemlerinin sonuna kadar mukayyet değeriyle, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin sonu itibarıyla bu Kanunun 280’inci maddesine göre değerlenir.

Birinci fıkra uyarınca oluşan fon hesabı, sermayeye ilave edilme dışında, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri hariç, şirketin tasfiyesi halinde de bu hüküm uygulanır.

Mükelleflerin, bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için ticaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar yatırım teşvik belgesi almak için başvuruda bulunmuş ve işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar bu belgeyi almış olması gerekir. Söz konusu yabancı paralar; başvurunun süresi içinde yapılmaması halinde müteakip ilk vergilendirme dönemi, yatırım teşvik belgesinin alınamaması halinde ise işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibarıyla bu Kanunun 280’inci maddesine göre değerlenir.

Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Bu madde kanunun yayımı tarihinden sonra tescil edilen sermaye şirketlerine uygulanmak üzere kanunun yayım tarihi olan 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.







Usulsüzlük Cezalarında İndirim Arttı7103 sayılı yasanın 12-13-14. Maddeleri ile  213 sayılı Vergi Usul KanunununVergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirme” başlıklı 376. Maddesinde  düzenleme yapıldı bu düzenleme sonucu madde şu şekilde oluştu

“İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkını ve aşağıda gösterilen indirimlerden arta kalan vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını mükellef veya vergi sorumlusu ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse:



  1. Vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri,


  2. Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezasının yarısı İndirilir.”










Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezaları İçin Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Kalktı7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 15inci Maddesi ile 213 sayılı  Vergi usul kanununun ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “vergilerle kesilecek cezalarda” ibaresi “vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında”şeklinde değiştirilmiştir. “

Bu değişiklikle, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından çıkarıldı. Kanunun yayımı tarihinden önce tarhiyat öncesi uzlaşma talep edenler bu haktan yararlanmaya devam edecekler. Ancak 27 Mart 2018 den sonra artık usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilemeyecek.







Yeni Makina Ve Teçhizat Alımında Daha Fazla Amortisman Yazma Şansı7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 16inci Maddesi ile



  • Sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce


  • imalat sanayiinde veya


  • Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu,


  • Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun,


  • Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan




mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ileaynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca bu Kanunun 315 inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez. İmalat sanayisinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatı tespite Bakanlar Kurulu, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” Bu maddenin yürürlüğe girme tarihi 1 Mayıs 2018 olarak belirlenmiştir









nevzaterdag.com